Uzak diyarların kapısındayım kendimle ve kaybolan yüzün gibi sesin de uzaklaşıyor zihnimden...
Sen bilmesen de gidiyorum sessizce; avuçlarımda kalan son damla suya muhtaç dudaklarını da götürüyorum.
Seni aramaktan vazgeçiyorum elbiselerle dolu boş kaldırımlarda; pencerene gelen alaycı kuşları da götürüyorum.
Sen görmesen de uzaklaşıyor ruhum ellerinden, ruhumu da götürüyorum.
Ne olur bakma gökyüzüne üzgün üzgün...
Geceleri bekleme ağlamak için, gündüzleri sana bırakıyorum; geceleri de götürüyorum.
Bir nefes yeterdi kalmam için...
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta