(Farsça, Shakila Emshab dinlerken dökülenler…)
Her şeyimle kabullendim sığıntılığı,
Hiç kimseye bir faydası olmayacak, faydasız,
Ruhumu da esir alan, Bir Mülteci Yılgınlığı.
Tanrının yazdığı senaryo da figüranlık sebebimiz,
Samanyolu dediğimiz milyarlarca Seyyare’nin arasında
Emanet can ve beden, bir sığıntı olarak yaşıyoruz hepimiz…
Bağışlanmış dünya içinde, üstümüzde ki mavi çadırın altında
Dayatılmış, vadeli bir ömür yaşıyoruz… Yaşatılıyoruz beeee!
Allamelere göre, imtihan mesuliyeti, her reşit insanın sırtında…
Kanatsız uçmasak ta, arayan, bulan, yapan, düşünen hayvanlarız
Doğuş, ölüş kapısı, yer üstünde çiğneyiş, yer altında çiğneniş
Kâinat kitabını okuyan ve yazabilen, hem kişi, hem kervanlarız.
Rivayet; melek varmış, şeytan varmış… Ve yaratılmışız topraktan
Yasaklanmışı tadıp, pişmanlıkla tövbemizin karşılığı verilmiş dünya
İki çıplaktan, iki giyinik icat etmişiz, aklımıza uygun düşen yapraktan.
Biz insanız demişiz… İki ayağı üstün de yürüyen, birleştikçe büyüyen,
Resimler kazımışız, heykeller yapmışız, türküler şarkılar söylemişiz
Savaşçıyız, caniyiz. Kibrimizle, kirimizle, dünyamızı kıyamete sürüyen.
Taş yetmemiş, bıçak, kılıç, yay ve ok… Tüfek, top, bomba, katliam toptan
Bozmuşuz Tabiat’ın doğal dengesini… Zehir eylemişiz yediğimizi, içtiğimizi
Yılgın Yağmur, bayram edecek dünya, kurtulunca insan denen mikroptan.
Ne kadar kızarsam kızayım, içimde her şeye rağmen yaşar bir umut,
İnsanlık yıldızlara ulaştığında, usandırmasın sizi Bir Mülteci Yılgınlığı…
Aşiyansız, 03.01.20 - 07.46 Y.Y.
Kayıt Tarihi : 14.5.2020 00:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!