“Küçük ölçekli bir mahalle bakkalında, arkadaşımın bakkal dükkanında puanlı alışveriş başlatacaktım ben ve puanlama ölçümde; kârımın %51’lik payını müşterilerimize verecektim!... Bu hesabı vaatte bulunmadan tutacaktım!... Bu sayede işletmemiz; müşterisinin parasını biriktirme ve müşterisinin parasını muhafaza görevini gizlice üstlenmiş olacaktı!... Zamanı gelince, mesela evde annelerimizin ihtiyaç duyduğu bir bulaşık makinesi, müşterilerimize sürpriz hediye olarak verilecekti!... Sermayemiz yeterli gelse idi; bir de beyaz eşya mağazası açabilseydik, diye de düşünmüştüm o vakitlerdi!... Bu davranışımın, kendimce bir sakıncası vardı; “Kim durduk yere bir bulaşık makinesi hediye ederdi bu zamanda?” İşte bu soruya kendimde cevap veremedim ve annem yerine koyduğum kişiye vereceğim bulaşık makinesinin açıklamasını yapamayacağımı gördüm!... Ben bakkal dükkanını dolduran sermaye ile kâr oranının %49’unu pay olarak alırken, müşterilerimiz ekmek parası sermayesiyle kâr oranının %51’lik payını alacaktı!... Bu hayalimi gerçekleştirebilseydim, bu durumda en kârlı olan müşterilerimiz değil miydi?... Duyarlı bir emekçinin; bu hayalimizi gerçekleştirmesini umut ediyorum!...”
{ Orhan Kemal }
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta