“YALANCI DÜNYA” Adlı Romandan Cümle Derlemeleri:
“Yolunu tuttu!... Fikri gayet iyi anlamıştı!... Aklı başında, işten anlar, bir de vicdanlı!... Mesele, aklını başına alıp durulmaktaydı!... Gecelerce, düşündüğünce, muvaffak olmasını candan istiyordu!... Kendini topladı!... Kendine mahsus ahlakı vardır!... Sanat adamıdır!... Terbiyeli!...”
{ Kitap Adı: YALANCI DÜNYA – Kitap Yazarı: Orhan Kemal – Sayfa: 192, 218 – Cümle Derleme Çalışması: Orhan Kemal }
******
“Okuyan yazarı, yazan kendini tanır ve ister okuduğunu, ister yazdığını paylaşan ise toplumu tanır elbette!...”
{ Orhan Kemal }
******
Elbet ya nimeti üzerine tamamlanan Türk bireyi olabiliyoruz,
Ya da bütünleyici unsur vazifesinde Türk bireyi olabiliyoruz!
Her birimizin: bireysel ve bütünsel başarı ve zaferleri olmalı;
Edebiyat Fakültemizin beğenisine yeni metinler yazabilsem!
{ Orhan Kemal }
******
“DÜŞ KUT’U” Adlı Roman Çalışmam:
“Önce kazanımı düşünülen değerimiz; düş ve düşüncemize girer ve sonrasında da, kazanımını istediğimiz değerimiz için nasıl bir yol izleyeceğimiz, bizim kendimize ait bir sorumluluğumuzdur!” demişti öğretmenleri! Haklıydı öğretmenleri: bir başarıyı tespit ederiz önce, mesela olgun insan olmak isteriz, mesleğimiz ve işimiz ne olursa olsun! Sevginin cömertliğini isteyebiliriz ve cömertlik için, önce sevgiye dair kazanımımızın olması gerekir! Ve öğretmen devam etti: “İnsanları kutlu kılmak adına: düş ve düşünceye daldığınız vakit; kendiniz ve tüm dünya insanları arasında sıkı bir bağ içine girersiniz! Ağlayanla ağlayan, düşünenle düşünen, düşleyenle düşleyen olarak bulursunuz kendinizi! İşte bu kendini başkalarının yerine koyabilme becerisi: düşen ile düşenin ve düşeni yeniden doğrultmaya çabalayan, sevgi dolu insanların başarısı içinde çok çok gerekli olan bir kaynaktır!” Öğretmenlerinin her sözü üzerine, tüm sınıfta bulunan öğrenciler dikkat kesilerek dinliyor ve kendileri için başarısı düşünülecek ve başarısı düşlenecek, emek isteyen çalışmalara hazırlanır gibi bir haldeydiler!. Her öğrenci, öğretmenlerinin sözleri ile doğruluşa geçerek, düş ve düşüncenin kut kaynağını keşfetmeye taşıyorlardı kendilerini! Şikâyetsiz yürünecek yollar vardı ve yolunu kaybetmiş tüm insanlara, doğrusuyla bir hedef ve doğrusuyla yürünecek yeni yollar armağan etmek, “Düş Kut’u” ile donanımlı olabilmiş insanların çabasıyla mümkün olandı! Ders sonu zilinde Öğretmenleri sınıfa seslendi: “Yaşıyorsak eğer: yaşamın anlamı; insanı yaşatabildiğimiz kadardır!” Ne güzel şeydi, diyerek düşündü, sınıfta bulunan Kemal: insanı yaşatmak, hayatın anlamı idi! Bu düşünceyi gerçekleştirmek için, kalite yüklü hayatın inceliklerine erişmeliydi! Mesela, bir insan fakirse, kanaatkârlığı en büyük zenginliktir, Atalarımız kitaplarında böyle öğütlemişti kaleme aldığı kitaplarında! Maddi açıdan zengin olana ise, maddi paylaşımda cömertlik tavsiye edilmişti! Manevi değerlerimizi de, insanlığın umudu ve huzuru adına cömertçe paylaşabilmeliydik!...
Sevgi dolu bir kalple insanı yaşatma düşü ne kadar da güzel ve yaşanılası ve de daimi kılınası biricik gerçeğimiz olmalı, diye düşündü Kemal!
Kemal, adına ait isimin anlamında, olgunluğa erişmek, olgunluğu yaşamak, olgunluğu muhafaza etmek ve olgunluğu gelecek kuşaklara aktarmak gibi düşlere dalıp-dalıp çıkıyordu! Onu bu dalgınlığından kurtuluşa erdiren, yeni ve ilk kez duyduğu selamlar oluşturuyordu! Düşünce gücüyle erişemediğini, düş gücü ve kudreti ile erişmeye çalışan bir hal vardı Kemal’de!
Öğretmeninin ifadeleri üzerine, devamlı ifade üzerine geri dönüşler yaparak, düş gücü ve kudretini arttırabilmeyi istiyordu Kemal ve bireysel olarak kazanıma erişen insanların toplum içerisindeki bütünlüğü, olgunluğun kazanımı için tek bir safta toplanacaktı elbet bir gün! O güzel günler uzak kalmasın artık: olgunluk erişilen, olgunluk yaşanılan, olgunluk muhafaza edilen ve olgunluk gelecek kuşaklara aktarılan olmalıydı!...
Eğitim verdiği okulda, Türkçe öğretmenliği görevindeydi Ali Öğretmen! Başarı tayininde, başarı seçiciliğinde kitap okumanın farkını tüm öğrencilerine yaşatmak gibi bir isteği vardı! Çocuk yaşta hevesle başlanabilecek kitap okuma girişimlerini: öğrencilerinde belirecek olan ve yaşanılacak ömür boyunca düş ve düşünce gücünü de olgunlaşarak sürdürmelerini, kitap okumanın daimiliğini ve kitap okumanın kazanımını ebedi kılmak istiyordu! Bu sebeple, sadece Türkçe dersi vermekle değil, öğrencilerinin okuduğu hikâye ve öykü kitaplarındaki kazanımını kontrol için, kendisi de, Ali Öğretmen de okumaktaydı! Kitap okuyup ve neticelendirmek, olumlu sonuç almak ve hayatımızı kazanmak, bir tecrübe birikimi ve bir paylaşımcılığı gerektirirdi! Ali Öğretmen tecrübesi ve paylaşımlığı ile öğrencilerinin yanında olmak isteyen sevgi yüklü bir Öğretmen idi!
Öğrencilerin, derse hazırlanarak okula gitmesi gibi, Öğretmenlerimiz de bazı hazırlıklarda bulunarak, eğitim vermek için okula gidiyorlardı! Belki de bir Öğretmenin ders için hazırlık zamanı, derse kendini hazırlayacak olan ve ders göreceği saate aktif olmayı düşünen öğrencilerden daha fazla zaman ayırıyordu! Öğrencilerinin başarısını büyük bir istekle dileyen Ali Öğretmen de diğer öğretmenler gibi derse hazırlık yaparken ayırdığı zamanı uzun tutuyordu!
Ali Öğretmen; çok sevdiği öğrencilerinin, yaşam içerisinde karşılaşabileceği “Beyin Fırtınası” şiddet ve zararını en aza indirgemek için görev üstlenmişti! O sadece Türkçe dersi vermiyordu: O, kitap ve hayat ile iç-içe nasıl yaşanır, sorusunun cevabındaydı ve İşte bu sorunun cevaplarını paylaşmak için vardı Ali Öğretmen!
******
Kemal, olgunluğa ait insani karakter donanımı merakı içinde olan ve bu merakla kitaplar okuyan bir öğrenciydi! Olgunluk her ne kadar kötüler karşısında yenik düşse de, olgunluğun savunduğu doğruluk daima dimdik ayakta olacaktı! Kemal de yenilgilerini göze alarak, olgunluğunu tamama erdirebilmeyi ve ömrünce de olgunluğun ilerlemesine emek vermeyi bir kere kafasına koymuştu! Kemal’e ve diğer öğrencilere öğretmenlik yapan Ali Öğretmeni ise, tüm öğrencilerini olgunluğun kaynağına iletecek güç ve kudrette olan birisiydi! Kemal, öğretmenlerimiz olgunluk adına paylaşacağı bilgi ve deneyimleri, hakkı ile değerlendirebilmeyi düşünüyordu!
Kitaplar, olgunluk adına güzel bir örnek olabilirdi! Olgunluk adına en seçkin kitaba ulaşmak ve kendine, olgunluğu yaşamak adına imkân tanımak istiyordu! Bunun için kişisel gelim kitaplarından yararlanılacağı gibi, herhangi bir romanın anlatısından da olgunluk adına yararlanılabilirdi! Çok dikkatli ve incelikleri arayan bir seçiciliği olmalıydı Kemal’in!
Kemal, kitabı kendine dost edinmiş diğer öğrenciler arasında yer alması gerektiğine inanıyordu! Kitap dostu arkadaşlıklar, birbirlerinin okuduğu kitaplar üzerine konuşurken, birçok ince ayrıntı sohbetlerine yansıyacak ve olgunluğu tamama erdirmek daha çabuk ve kolay olacaktı!
Kemal, sürekli düşünüyordu: acaba bir kütüphaneyi ziyaret ederek, kendi bireysel olgunluğuna ulaşmak isteyenler var mıydı? Kendine karşı sorumluluk duyan: kütüphanede bir ömür bile geçirse, olgunluğun kazanımı için elbette yerinde ve zamanında verilen en doğru karar da olabilecekti!
******
“Olgunluk arayışıyla, olgunluğun özüne eriştirecek ve olgunluğu özüyle yaşatacak sorular sorun kendinize ve kendiniz cevap verdiği gibi, olgunluk adına tecrübesi olanlara da sorun aynı soruyu!” diye öğütlemişti öğrencilerini Ali Öğretmen!
Olgunluğun kazanımı adına sorulan sorulara geri dönüş yaparak, sürekli yeni farkına varmaları yaşayabilmeliydi öğrencileri! Ali Öğretmen bu konu üzerinde olan öğütlerini de dile getirmişti öğrencilerine!
Kemal, kitaplardan öğrenmişti: erdem ve erdemli yaşam hakkında araştırmacılığı sürdürmekte olan bir insan, araştırma aşamasında öyle korku dolu bir an yaşamış ki, erdem adına araştırmacılığı anında bırakarak, erdem adına notlar aldığı deftere tek bir ek dahi yazmadan, araştırmacılığını sonlandırmıştı! Kemal araştırmacılığını sonuca erdirerek, paylaşımcı olmak isteyendi! Ve Ali Öğretmeni: “Öğren ve paylaş!” diye öğütlememiş miydi öğrencilerini?
Olgunluk önce “Zamanını nerede değerlendirdin?” diyerek, soru sorar kendine ve verilen cevap ne kadar samimi ve ciddi ise, olgunluk adına kazanım da o kadar samimi ve ciddi olacaktır! Daha sonra, “Zamanını kimlerle geçirdin?” sorusunu soran olgunluk: yine samimi ve ciddi bir cevap bekler ve bir insan hem günümüzde yaşamakta olan insanlardan ve hem de geçmişte yaşamış insanlardan olgunluk adına yararlanmasını öğrenebilmelidir! Olgunluk adına bilgi toplama ve olgunluk adına sonsuz birikim ile tecrübe etme olanağı vardı ve de olgunluk adına ne kadar konuşulsa azdı!
{ Orhan Kemal }
Kayıt Tarihi : 4.1.2018 06:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!