-I-
Eylül…
İstanbul’da Sonbahar;
Anadolu’da Güz…
Umurumda değil mevsimler;
baharındayım hayatın,
başındayım yolun henüz.
Memleket yangın yeri...
Oyundan habersiz körpe kuzular;
kurda, kuşa yem olmakta düpedüz…
-II-
Beşiğime takılmıştı bir çifti;
Bir uzun rüyaya dalmadan önce
Onların gördüğü düşmüş hayatım;
hâlâ uyur gördüm geri dönünce.
Bir çifti annemle kaldı mazide;
dizinin dibinden ayrılamadılar
şimdi hayal olan çocukluğumu;
en canlı haliyle yaşatan onlar
hep doyumsuzdurlar, hep sevgiye aç
bir görseniz ışıl ışıl bakarlar;
hala ikisi de anneme muhtaç!
Bir çifti babamla;
hayran, mutmain;
bir çifti meraklı hatıralara;
kimisini çaldı malum erbain;
vakitsiz uğradı, o yıl bir ara.
-III-
Dolunayı seyrederler dağlarda;
kaya kovuklarından çıkarak gece;
gök gürültüsünden,
yağmurdan, doludan korkup kaçanlar!
köye inerler yaz geceleri;
göz kırparlar yıldızlara damlara uzanıp;
el ayak çekilince iyice,
terk ederler uykuyu;
sarıya boyarlar başakları bir bir;
geceler, geceler boyu!
-IV-
Şehrin ışıltısına hayrandı
sırtlara bıraktığım nicesi
artık değiller.
Kaçıp, annemin kabrine saklandılar birer ikişer
pis kokuları yüzünden kız kuşlarının,
sükûtu hayalleriyle beraber!
-V-
Öyle emindim ki uçacağımdan;
atladım boşluğa gözü kapalı!
Tutunacak bir şey aradı ellerim;
korkuya kesti,
döne döne düşerken en ürkek bakışlı gözlerim.
Dehşetle takıldılar copların ucuna;
sonra en karanlık oyuklarına sinip hücrelerin;
bakakaldılar öylece boşluğa...
Sayamadım kaç gün, kaç gece,
kaç sor(gu) unun çengeline astım gözlerimi?
Delice!
-VI-
Hatırlıyorum:
(istemesem de)
Selimiye kışlasına sakladığımı
(utancımla beraber)
Sarı’nın kanına bulanan bir çiftini.
Yan hücrede,
bir heykel suskunluğunda Mehmet Ali,
İrkilmiş olmalı seslerden;
(Gibi…)
dikilmiş korku ve merakla,
İçindeki kuyunun dibinden bakıyor!
(sanki!)
-VII-
“Beyaz Saray’ın” avlusunda çamura düşüp,
postalların altında ezildi ikisi bir sabah:
Sapsarı kesildi avludaki tek ağaç
(ayva)
iç geçirdi:
—Ah iki gözüm ah!
-VIII-
Paşakapısı'nda ağıtlar yakmakta yıllardır;
Sübyan koğuşunun avlusunda,
bir oyuncak gibi duran darağacına takılı gözlerim:
İğrenç, sarı bir yılan gibi, İsmet’in boynunda,
yağlı bir sicim…
Bu sıkletle hafif gelmiştir İsmet,
fakat,
inadına boğulmuştur;
ölümden korkanlara inat…
-IX-
Gittiğim her yerde gözlerimi bıraktım
Sultanahmet’te, Sağmalcılarda, Afyon’da…
Bir de intikam yüklü olanlar var ki
anlatamam: Kimlerin peşine taktım,
(Adları bende saklı...)
Hangi zulalarda bıraktım?
(Elleri bıçaklı!)
Kayıt Tarihi : 21.3.2014 15:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Şener](https://www.antoloji.com/i/siir/2014/03/21/bir-mazinin-gozleriyle-yasamak.jpg)
Oyundan habersiz körpe kuzular;
kurda, kuşa yem olmakta düpedüz…
şairimizin duyarlı yüreğini kutlarım; kaleminiz daim olsun...Saygılarımla...
kimlerin peşine taktım,
(Adları bende saklı.)
Hangi zulalarda bıraktııım.
(Elleri bıçaklı.)
Güzel, anlamlı, özgün bir sabah şiiri okudum; iyi ki yazdınız... 10 puan +ant. Erdemle...
Sultanahmet’te, Sağmalcılarda, Afyon’da…
Bir de intikam yüklü olanlar var ki
anlatamam kimlerin peşine taktım,
(Adları bende saklı.)
Hangi zulalarda bıraktııım.
(Elleri bıçaklı.)
Hocam!
can-ı gönülden kutlarım muhabbetle
Sultanahmet’te, Sağmalcılarda, Afyon’da…
Bir de intikam yüklü olanlar var ki
anlatamam kimlerin peşine taktım,
(Adları bende saklı.)
Hangi zulalarda bıraktııım.
(Elleri bıçaklı.)
Özgün ve güzel yazılmış; iyi ki varsınız... 10 puan +ant. İlk defa gözlerimi bıraktım!
TÜM YORUMLAR (10)