Bir masal yazdık kendimize...
Yarısını ben diğer yarısını sen... Kalemle tamlandık yarım kalan nefeslerde bizi...
Ardına bakmaktan usanmadığımız bir masal yaşamı bu, revan olmuş düşünceler arınmayan kanlarla...
Seni andım geçen yıllarca hep hüzün hep kahır çıktı kelimelerden.
Ne bitmez bir yoksulluk bu acınası bakışlara yapışan, bir nefese muhtaçken bir hayatı harcadık boşu boşuna...
Unutulmuş ne kadar kelime varsa ki gömdük Obruk çukuruna...
Bir ben bir de sendik yokluklarda kalan...
Unut bu masalın içindeki sen varlığını çünkü en çok sevilenler de nefessiz kalır yoklukta...
Biz hangi masallarda tamlanmak için girdik masalların içine…
Hangi masallardı ki gülerek içinde dolaştığımız…
Ölemeyen masal kahramanları vardır masal biter ah sesleri gelir yamaçlardan aşağıya doğru, şahidi yok bu yazgının, bir de bileni yok kahramanlarının, sadece çektikleri acılara bakarak vah seslerini yayarlar duyulmasını istedikleri yerlere doğru…
Bir mahzunluk bir çaresizliktir aslında eksik hayatlarından arda kalan, renkleri solmuş resimlerdir aslında zihinlerinde dolanan kahramanın acı feryatları…
Seslerinin duyulmasını isterler bu yüzden savaşırlar kırk başlı yılanlarla, hedeflerindeki çehre aslında uğruna ölmek istedikleridir bir zamanlar…
Unutulmuş cümlelerin peşinde koşarlar nefesleri tükeninceye kadar ama esir düşerler yüreklerine ve kendi masallarının kendi acı kahramanı olurlar hiç yoktan…
Kendi kahramanları ile vuruşurlar biteviye, ama gene de can alıcı yerlerinden yaralayamazlar, severler, sevdikçe sevgilerinin tutsağı olarak severler ve kendilerine döner hızla salladıkları kılıçları, aslında bir gölge savaşlarıdır kendi kendilerine savaştıkları…
Oysa sevginin ne ilk ne de son kahramanlarıdır onlar sadece, bir tek söze boyun eğerler “ben de seni sevmiştim sevgili” cümlesini ezberlerler kendi yarım kalmış rüyalarında…
Ve kendi masallarında kaybolurken alkış sesleri ile uyanırlar “zafer sizin” denen o korkunç cümleyle…
Oysa kazanan, kaybeden kimdi, kendilerini yaralamaktan başka hiçbir işe yaramayan kılıçlarının ucuna gömerler yüreklerini…
Kanatırlar kanatırlar son damlaya kadar akan kana düşen nefese bakarlar…
Ben bu aşkta ne zaman pişman olacağım cümlesini ararlar son göz kıpırtısına kadar…
Oysa yaşam çok kısadır bir nefeslik can kadar kısadır ama umursamazlar ve kalırlar aşkta, kalırlar kılıçlarının son kandamlasına kadar…
Bir masal bu içinde darmadağın olduğumuz...
Bir sana bak, bir de bana bak ki
hayatın yoksullarını gör bu masal içinde...
Oysa masalları yarım kalacaktır onlar tamlarlar kendilerini o masallarda…
“Sevmek ölümüne hissetmektir” derken bile pişmanlıklarını gizleyemezler acıdan korktuklarından…
Mustafa Yılmaz 4
Kayıt Tarihi : 3.2.2011 14:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Mustafa Yılmaz 4](https://www.antoloji.com/i/siir/2011/02/03/bir-masal-yazdik-kendimize.jpg)
Kavuşması olmayan sevdalar, tamamlanır acılarıyla ...yreğinize sağlık saygılarla....+...+...
TÜM YORUMLAR (2)