Bir varmış, bir yokmuş.
Evvel zaman içinde,
Kalbur saman içinde,
Develer tellâl iken,
Pireler berber iken,
Ben annemin beşiğini,
Tıngır mıngır sallar iken,
Ruh isimli bir süvari varmış.
Bu süvari, beden isimli bir ata binmiş,
Yaşama koyulmuş yeryüzünde.
Bundan maksat, at ile bir hedefe varmak.
Gerek at, gerekse yeryüzü,
Ve başka ne varsa nesnel olan,
Ve o nesnelerle ilişkili olan,
Hepsi de araç olarak sunulmuş süvariye,
Belirlenen hedefe varabilmesi için.
Ama süvari zamanla,
Atıyla kendini çok özdeşleştirdiği için,
Kendi varlığını unutmaya başlamış.
Tabî ki, varması gereken hedefi de.
Öylesine unutmuş, öylesine unutmuş ki...!
Sonunda kendisini at zannetmeye başlamış.
O günden sonra da,
Mesken tutmuş kendine, atının meskenini.
Atının yemiyle doyurmaya başlamış karnını.
Derken, birgün bindiği at ölüvermiş.
O zaman farketmiş kendisinin at olmadığını.
Süvarisi olduğunu hatırlamış o atın.
At öldü ya...!
At olmayınca süvarilik mi olur?
Süvarilik yetisinin de kalmadığını anlamış.
Anlamış da, iş işten geçtikten sonra.
Ne kadar da yazık etmiş kendine...
5.1.1998 - Pazartesi
Abdurrahman ÖzdemirKayıt Tarihi : 6.12.2006 19:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Evvveeeetttt ne kadar yazık ettik kendimize..Çok güzel dizeler ve yaşamın kendini BEN de yorumlayış..Kutlarım..Saygıyla,sevgiyle..
TÜM YORUMLAR (2)