Ben şimdi bir odada yapayalnızım
Telaşsız bir öğlen sonrasıdır gözlerim
Dolaştırırım kıpırtısızlıkların üzerinde bir şüphe gibi
Karanlıkları sıra dağlarımın tekerrür eder
Ve birazdan duvarlarıma varırız
Konuşamam ben hayır
Sözlüğümün yarısı sırtımda yük
Yüz geri edilirim bir tadımlık sevdandan
Öyleyse söylesinler dinin toprak sahipleri
Daha kaç kutsal kitap gerekecek beni düzeltmek için
Zamana yenilmiş eski masa saatleri
Kavramlar fikirler sanılar
Ve diz yapmış pantolonlar kadardır müminliğim
Artık yorulmamaktan yoruldum ne yazık
Ne yazık gözlerinin süzgüsünde
Kaç binler yıla denk düşer bir gün hapislik bilmiyorsun
Silgi yırtığı sayfalarında bilinç altımın
Adın bir anıt gibi durur oysa ne yazık
Demir parmaklıkların ardışık soğukluğundan
Biraz aralasan kendini belki geçebilirim
Şimdi akşam için sayarlar beni
Sonra bütün yokluklarım yerli yerine oturur
Bakarsın mektuplarım sana yazamadıklarımı anlatır
Ezberini unutmuş bir çocuğun bakışları olur sözlerim
Kayıt Tarihi : 25.4.2025 00:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!