köpeklerin iniltileriyle bozulan gecenin sessizliğinde
varlığımı sorguluyorum bir nebze
canımı acıtıyor, saatlerdir sırtımı yasladığım kanepenin kırlentleri
karanlığı yırtarcasına sızılıyor benliğimde
neredeyse bitecek
sabahın ilk ışıklarıyla sona erecek, uykusuz geçen bir vicdanın neferi
bahçesinin gülleri solmuş sarayın baharı ne olsun ki huzur versin
güneşin sıcaklığıı titremeyen kalbi ne kadar ısıtsın ki bahçesi güzelleşsin
yaprakları dökülmeyen ağacı rüzgar ne yapsın ki dalları uzasın uzadığı kadar
ya karın sızılattığı parmakları
onları ısıtacak bir yürek yoksa yanında, içi muhabbetle dolu bir rahmet kaynağı
ister sultanı ol fakir bahtının, isterse kölesi
sarayın bekçisi yoksa kapısında isterse onun olsun kaf dağı
sandalın kürekleri değil midir denizi ağlatan
efkarın dibine vurulmaz mı kadeh darbesi
ne hayat anlasın yüreğinde meşale taşıyanları
ne de göklere çekilen aşkın gönderi
bir nebze hasret yoksa benliğinde,
ne yapsın sultan, samanla sarılmış avareliği
bir lodos lazım şimdi dostuma
içi dolu bir kayık..
10.12.2012 – 23.00
Ataşehir / İstanbul
Kayıt Tarihi : 10.12.2012 23:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu güzel şiirinizi
Canı gönülden kutlar
Başarınızın daim olması ve
Daha nice paylaşımlar dileğiyle 10+ saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)