Bir lebi gonca yüzü gülzar dersen işte sen
Har-ı gamda andelib-i zar dersen işte ben
Lebleri mül saçları sünbül yanagı berk-i gül
Bir semenber serv-i hoşreftar dersen işte sen
Payine yüzler sürer her serv-i dil-cuyun revan
Su gibi bir aşık-ı didar dersen işet ben
Zülfü sahir turrası tarrar şuh-ı şivekar
Çeşmi cadü gamzesi mekkar dersen işte sen
Firkatinde teşne leb hatır perişan haste dil
Künc-i gamda bi-kes ü bi-mar dersen işte ben
Gözleri sabr u selamet ülkesini tarac eden
Bir amansız gamzesi Tatar dersen işte sen
Bakiya Ferhad ile Mecnun-ı şeydadan bedel
Aşık-ı bi-sabr ü dil kim var dersen işte ben
Kayıt Tarihi : 20.7.2000 11:11:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ruhu şad olsun mekanı cennet olsun
Gam dikeninde inleyen bülbül dersen, işte ben
Dudakları şarap, saçları sünbül, yanagı gül yaprağı
Bir göğsü parlak salınan servi dersen, işte sen
Servi (boylu güzellerin) ayaklarına yalvararak yüz süren
Su gibi bir yüzüne aşık dersen, işte ben
Saçı büyüleyen; kıvrım kıvrım saçları yankesici, nazlı bir şah
Gözleri cadı, gamzesi hilekar, dersen işte sen
Ayrılığında susamış dudak, perişan, gönlü hasta
Gam köşesinde kimsesiz ve hasta dersen işte ben
Gözleri sabır ve selamet ülkesini yama eder
Bir amansız gamzesi (yan bakışı) Tatar (ordusu) gibi yağmacı dersen işte sen
Ey Baki Ferhad ile çılgın Mecnun'a bedel
Sabrı tükenmiş ve gönlü hoş bir âşık kim var dersen işte ben
TÜM YORUMLAR (2)