Bir Lalenin Yalnızlığıdır Yaşadığım
Deniz dolunayı kendine çekerken saklı inciler birer birer ortaya çıkıyordu. Bir uykuyu canan ile uyanmanın mutluluğunu yaşıyordum. Söz ile başlayan muhabbet, ruhların ve nefeslerin bütünleşmesi ile tamamlanıyordu
Akşamın hüzün yağdıran ıssızlığına rağmen yürek ritminin eşliğinde mutluluğun ışığında yıkanıyordum. Güneşten kaçamıyordum. Onun ışığının altında ısınıp, onunla üşüyordum. Gözlerimizin her birleşmesinde ise, şimşeklerin etkisi ile yaş sağnağına yakalanıyordum.
Bir bıçak yarasının sıcaklığını duyarken yüreğim, mezar taşlarının gizemini taşıyordu. Yazılan dörtlükleri okuyamayan ölülerin sanki kendi duygularıymış gibi yazarın ruhunu yansıttığını bilmeyen ziyaretçi gibi okuyordum gözlerindeki derinliği.
Birbirine karışan iki ırmak gibi akıyorduk. Birimizin akışı diğerimizi besliyordu. O kadar iç içe olmamıza rağmen tarifsiz uzaklığı yaşıyorduk. Ölümle hayatın yakınlığı ve uzaklığı gibi.
Göz ile kalp arasındaki uzaklığı, ölüm ile hayat arasındaki soğukluğu yaşıyordum. Örülen duvarlar, gözüm ile yüreğim arasındaki mesafeleri açıyordu. Sevdiğini kent dışındaki mezarlığa bırakmış gibiyim.
Aşkın aklımı yağmaladığından beri, sahip olduğum her şey yaralı bir kuşa döndü. Canım senin emrinde, sen ise ‘’bekle istediğim zaman alırım’’ havalarındasın.
Kızıl bir hüzündün, yüreğimde açan zor elde edilen siyah lale gibi. Gönülden kovulmuş ıstırabın acısıyla yoğrulurken kabul gören yere kök salmayı bekleyen lale gibiyim.
Konuşmalarındaki efsun, bakışlarındaki sıcaklıkla yanındayken ruhum dinleniyor. Güneşin doğumunda ki berraklığı ve saflığı yaşıyorum. Yokluğunu yaşadığım anlarda ise, hüzünlere kondurduğum tebessüm ile yanaklarımdan süzülen matem damlarlı toprağından ayrılmış laleleri suluyordu. Aşkı, yalnızlığı ve matemi anlatan laleleri.
Gönül bahçemin çiçeklerini sular gibiyim. Sevdanın kervanı bütün güzelliği ile gönüllerdeki aşklar kafile kafile toplanıp yüreğimin bir köşesine yerleşiyor. Kalbim karma karışık. Duygularım fırtınaya kapılmış alabora olmakta. Kaçak bir hayatı ruhumda oluşan çizgilere yerleştirip, yaşamımı değiştiren yangının peşine düşüyorum. Koyu mavi üzerindeki kızıl yakamozların ahengiyle sallanıp, kaderimin düğümünü çözmeye çalışıyorum.
Asude dingin bir hayat yaşarken içe dönük yolculuklara başlıyorum. Bakışlarındaki sevda şelalelerinden akarken ışıklar karanlığına boğulmuş rüzgâr, hüzünlerimi topluyor. Seher vaktinde ağlayan lalenin matemini yüreğimde duyuyorum.
Giderken elime bıraktığın ayrılık, hem elimi, hem yüreğimi yakıyor. Dile getiremediğim özlemimin fısıltılarını duyuyorum.’’Beklemek sevmeye engel değil’’. Sabrı merdiven yapıp, sevdanın çatısına çıkmaya çalışıyorum.
Ay ışığı altında saf aşk diye aldıklarım, güneşi görünce hırsıza dönüyor. Yalnızlığıma gömülüyorum. Yüreğim bir çöl kadar terk edilmiş. Şeytanın baş döndüren şarabı gibi sarhoş edip, sızdığım yerde beni bırakıp gidiyor.
Uzandığım dallar elime gelirken birer birer ben yine yalnızlığıma sarılıyorum. Sönük sokak lambalarının altında sancılı bekleyişlerle şafağın sökmesini bekliyorum. İmkansız bir yağmurun yolumu kesmesine aldırmadan yüreğimin sesine yürüyorum.
Kurşun geçirmeyen gün batımlarında, karanlığın örtüsü yüreğime kapanıyor. Kalpten sökülüp atmadan yarası iyileşmeyecek bir okun bitimsiz acısıyla yaşıyorum. Ağlamaktan kavrulan gözlerimin acısı yüreğimi dağlıyor
Uzayıp giden karanlıklar ortasında her şey durgun, her şey ılık, her şey sessizliğe bir adım atıyor. Yalnızlığıma ortak olan her şeyi yanıma alıp yersiz yurtsuz dolanıyorum.
Fatma AVCI
19.02.2012
Kayıt Tarihi : 19.2.2012 02:10:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fatma Avcı 2](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/02/19/bir-lalenin-yalnizligidir-yasadigim.jpg)
şair,yersiz yurtsuz ve yalnızdır çoğu zaman...
değişmez bir yazgıdır alnında taşıdığı...
Kalemi ve şairini kutluyorum.
Saygılar
begeniyle okudum
TÜM YORUMLAR (8)