Bir Laf De Bin Ah İşit Şiiri - Ayşe Balta

Uzun uzun baktı yüzüme... Gözlerimi hafif kısıp, başımı iki yanıma salladım. Ne demek istediğimi anlamıştı hayret...
-Deli misin? Dedi.
Yüzümü buruşturup, gözlerimden bir çift soru işareti fırlattım gözlerine.
-Hayırdır? Diyecek oldum vazgeçtim.
-Bu kadar kızma dedi, sana delisin demiyorum, sadece deli misin diye soruyorum.
-Haydaaa... Dedim içimden. İnsan 'haydaaa' der de, 'çattık' demez mi hiç. Alt çenemi öne doğru itip, başımı ileri geri götürdüm. O anlamıştı zaten 'haydaaa çattık' dediğimi. Sırıttı hafiften. Hem de pis pis sırıttı. Madem hareketlerimden ne demek istediğimi anlıyordu, şimdi de ben bu sırıtmanın adını koymalıydım. Adı belli 'çakal sırıtışı’... Çakal nasıl sırıtır demeyin, sırıtır işte.
Kıllandım...
Burnumun sol kanadını hafif yukarı kaldırıp titrettim bir iki kez. Bu arada, burnu titretince ağzın sol kenarı da titriyor. Bu da 'akıllı ol' demek. Belki biraz tehdit kokuyor ama ne yapayım kızdırdı beni.
Hala sırıtıyor...
Ama bu sefer çakal sırıtması değil. Üfff! Anlam veremedim... Nasıl tepki vereceğim şimdi? O benim her dediğimi anlıyor da ben neden algılayamadım. Deli değilsem de aptalım galiba. En azından belli etmeyeyim anlamadığımı. Başımı yavaş yavaş sola çevirdim, çevirirken de aynı hızla dilimin ucunu dudağıma sürterek çıkardım. Anlamı; 'şimdi sinirlendim işteydi'.Evet evet anladı sinirlendiğimi... Yüzünü buruşturup, kaşlarını çattı. Bu refleksle birlikte burnu hafif havaya kalkmış, dudakları aşağı bükülmüştü. Bu sefer ‘ben ne yaptım’ demek istiyordu. ‘Biraz saf herhalde’ diye düşündüm. Hafif gülümsedim... O da yumuşamıştı. En sonunda derin bir nefes alıp, ‘neden deli dedin şimdi bana’ diye sordum.
Sırıttı...
-Deli demedim, deli misin dedim...
Ekledim;
-Neden deli olup olmadığımı merak ettin?
Yine sırıttı…
-Sadece deli misin dedim.
-Tamam, niye deli misin dedin?
-Ya hu az önce çayı bardağa dökeceğine dalgınlıkla ayağına döktün, refleks olarak ‘deli misin’ dedim, çayı bardağı unuttun, başladın beni kesmeye. Demliği elinden almak için uzandım, alt çeneni öne doğru itip başını ileri geri götürdün, 'bırak sana düşmez' demek istediğini düşündüm. Daha fazla kızmayasın diye tebessüm ettim. Yumuşadığını sanarak ayağına uzandım, çorabını kaldırayım da ayağın daha fazla yanmasın diye… Bu sefer de burnunun sol kanadını hafif yukarı kaldırıp titrettin. Ben de canın yanıyor sandım, çok fazla dökülmediğini ima edip sakinleştirmek için tebessüm ettim, kafanı salladın. Teselliye ihtiyacım yok demek istediğini düşündüm ve yüzüm asıldı. Şimdi de tutturmuşsun 'neden deli dedin' diye...
-Ağabey kusura bakma ama sen cidden deli misin?

11.09.07
21:40
Erzurum