Önce bir kafes resmi yaparsın
Kapısı açık bir kafes
Sonra kuş için
Bir şey çizersin içine
Sevimli bir şey
Yalın bir şey
Güzel bir şey
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Jacques 'abi' hiç kimseye yazmadığım kadar sana arkandan yazdım. Ya BİR DE YAŞASAYDINIZ VE BUGÜN 'İYİ BİR ŞİİR'İNİZ YAYAINLANSAYD?!!
Mehmet YUSUFLAR
Ressamlık bu kadar kolay,bu kadar zor.
Günün şiiri olarak aynı şairin şu takdim edeceğim şiiri de olabilirdi. mehmet yusuflar
BU SEVDA
Bu sevda
Birdenbire saran içimizi
Bu narin
bu sımsıcak
Bu umutsuz
Sevda
Gün gibi güzel
Ve kabaran deniz gibi
Çalkantılı
Bu sevda
O kadar gerçek
O kadar güzel
O kadar mutlu
O kadar sevinçli
Ve karanlıkta korkudan titreyen bir çocuk gibi
Gülünç
Ve gecenin ortasında sakin bir adam gibi
Kendinden emin
Başkalarının yüreğine korku salan
Benizlerini solduran
Dillerini çözen bu sevda
Gözetlediğimiz için gözetlenen
Yaraladığımız
Ayaklar altına aldığımız
İnkar ettiğimiz unuttuğumuz için
Kovalanmış yaralanmış ayaklar altına alınmış
İnkar edilmiş unutulmuş
Bu kocaman sevda
Gene dipdiri
Gene güneşli
Senin sevdandır bu
Benim sevdamdır
Hep var olan
Durmadan yenilenen
Ve değişmeyendir
Bir bitki kadar gerçek, bir kuş kadar ürkek
Yaz güneşi kadar diri ve sıcaktır
İkimiz de gidebiliriz
Sonra dönüp
Derin uykulara dalabiliriz
Acı çekebiliriz uyanınca
İhtiyarlayabiliriz
Sonra tekrar dalabiliriz uykuya
Ölümü düşleyebiliriz
Oysa
Başucumuzda
Gülerek bakıyor bize
Durmadan tazelenen bu sevda
Ayak diriyor yaşamakta
Arzu kadar diri
Bellek kadar zalim
Pişmanlık kadar budala
Hatırlamak kadar tatlı
Mermer gibi soğuk
Gün gibi güzel
Bir çocuk gibi narin
Bize bakıyor gülümseyerek
Ve hiçbir şey söylemeksizin
Konuşuyor bizimle
Ve ben ürpererek dinliyorum onu
Bağırıyorum
Senin için
Kendim için
Bağırıyorum bizim için
Gitme kal
Dur orda
Ayrılma yerinden
Kal orda
Kımıldama
Gitme
Biz ki sevmiştik birbirimizi
Unuttuk seni
Bari sen unutma bizi
Bir sen varsın yeryüzünde bizim için
Terk etme bizi
Buz bağlamasın yüreklerimiz
Ne kadar uzakta
Ve nerde olursan ol
Duyur bize kendini
Bir çalı dibinde
Hatıralar ormanında
Birdenbire çıkıver karşımıza
Uzat elini bize
Ve kurtar bizi.
Jacques prevert
ŞİİR SONUNA KADAR GÖTÜRDÜ BENİ...
AKICI ÖYKÜSEL BİR DURUŞTU....
TEBRİKLER....
Şairleri tanımak başka şey, 'günün şiiri'nde yayınlanan şiirlere görüş bildirmek başk şey. İsterseniz genel hayat hikayesini beraber okuyalı:Jacques Prevert 1900 yılında Neuilly-sur-Seine'de doğdu, 1977'de Omonville-la-Petite'de öldü. Gerçeküstücülüğün şaşırtıcı, beklenmedik benzetmelerini halk edebiyatının alaycı zekasıyla kaynaştırdı. İlk eseri Bifur dergisinde yayımlandı: 'Souvenirs de Famille ou l'Ange-Garde-Chiourme' (Aile Anıları ya da Taş Yürekli Melek) [1930]. Birçok gazete ve dergide çıkan şiirlerini Paroles (Sözler) [1948] adlı kitapta topladı. Daha sonra Spectacle (Gösteri) [1951], La Pluie et le Beau Temps (Havadan Sudan) adlı eserleri çıktı. Ayrıca genellikle Marcel Carne'nin yönettiği filimlerin diyaloglarını hazırladı; Drole de Drame (Tuhaf Oyun) [1937], Sisler Rıhtımı (Quai des Brumes) [1938], Son Ümit (Le Jour se Leve) [1939], Les Vistieurs du Soir (Akşam Ziyaretçileri [1942], Les Enfants du Paradis (Paradideki Çocuklar) ve Jericho (1945) , Les Portes de la Nuit (Gecenin Kapıları) [1946]. Şiirlerinden birçoğu Joseph Kosma tarafından bestelendi. Son olarak kendi yaptığı yapıştırma resimlerle süslediği Fatras (Karmakarışık) [1966] adında bir şiir kitabı yayımladı. (L) Orhan Suda 1973'te Suda Yayınlarını kurdu, Yeni Adımlar dergisini yönetti.
Şairi az çok tanıttıysak kendimizi mutlu addederiz. Ancak bu gün yayınlanan şiir 'günün şiiri' olacak evsafta değil diyorum. bu benim görüşüm. Muhabbetlerimle efendim.
Mehmet YUSUFLAR
Ben bu şiirden çok şey anladım, resmi görür gibi olup, ayrıca hayatın anlamının da çok sade bir dille anlatıldığına inanıyorum...Çok beğendim; orjinalini bilmesem şairini tanımasam da aykırı rahatsız eden bir dizeye rastlamadım...Şiirselliği var lakin biraz düz yazıya daha uygun gibi, ama değişimlere tu kaka diyip,hemen önyargı ile yaklaşmasak iyi olacak galiba...Ve sanıyorum ki bu bir yeni akım; teşekkürler...
Bu şiiri tercüme etmek; Fransız tarzı dikilmiş ceketi söküp Türk tarzına uygun pantolon haline getirmeye benzeyecektir. Oldukça zor, külfetli bir çalışmanın ürünü, aynı zamanda yeni bir eser olmakla birlikte 'yarım yamalak' lığı farkedilen bu eseri yabancı dili olmayan ancak yabancıya da yabancı kalmamak adına ihtiyaç hisseden bizlerin beğenisine sunan seçici kurula teşekkür ediyorum.
Kutluyorum Jacques Prévert ....:-)))
Bir yana bırakalım bizim her türlü ünvan ve değeri çoktan kazanmış, hak etmiş şairlerimizi, şu antoloji eklenmiş ilkler içinden bu gün bu seçki sütununu dolduracak bir şiir bulunamadı mı ...?
İlginç olan bu.
Öyle derin anlamlı ki,idraklerin fevkinde...(!)
Tümden içine etti ; haz almanın , zevkin de...
Seçen akıllı (!) zevat , ne kadar övünse az; (!)(!)(!)
Mâhirler , pespayeyi , anlamsızı , telkinde ...(!)
Bu arada çevirenin hakkını da koruyalım:
Orijinal şiirin oldukça iyi bir çevirisi.
Çevirenin kabahati yok.
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta