Karanlık bir gecenin zifiri karanlığı şimdi
Ve umutsuzlar ülkesinin piyangosu vurmuş
Masum düşünceler katledilirken zihinlerde
Bir kuş hapsolmuş göğsümün kırgın köşesinde
Yorgunluğun uykulu kollarında koşuşur
Sevda denen o hayali şey
Kader ağlarında örülürken o ince sızı
Hangi parmaksız el çalar bu kırık sazı
Yürürken suyun üstünde düşünceler
Kırılır camdan olan o narin kaleler
Gergin yüzler, manasız sözler
Karanlığın içinde karanlık gözler
Kenarında ayak sallarken uçurumun
Görüldü yer yüzünde o nefessiz nurun
Soluksuz altın, nefessiz inci
Hatırlattı o muazzam bilinci
Kim demiş kays çöllerde
Kaybolmuş aciz gönüllerde
Vahalar görüldü serin yerlerde
Bir merhametsizlik var bu düşüncelerde
Demir atlılar önünde
Yarınlar, dünlere hasret
Bir güneş battı mahremiyet içinde
Dünlülerin yaşadığı kadimler göçünde
Sessizlik konuşuyor, somurtkan kahkahalı
Oynaşır küçük çocuk o ince kederle
Yürek sirende, ağızlar vakalı
Bir bühtan düştü göğsüme amma fiyakalı
Dağlar diz çökmüş, tavşan önüne
Bir damla düştü aşkın inine
Alçaldı yağmur o gökyüzüne
Ağlaşıp durdu düşüncelerim ..
Emin Subaşı
Kayıt Tarihi : 15.5.2017 18:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)