Bir kulunu çok sevdim/Külünden Aşk Doğar-5
“Döndüm kıbleye doğru açtım ellerimi
Yalvardım Allah’ıma duysun diye beni
Damla damla gözyaşım dökülürken gözümden
Çektiğim acıları yaşıyorum yeniden “
-Unutulmuşluğun utkun bebeğiyim. Biliyor musun Dilnaz, ayrılak aşıkla, bir bebek birbirine çok benzer.Gidince anladım.
-Bir bebek de aşık ağlar. Bir bebek annesini arar, o gelince susar.Bir aşık sevdiğini arar, gelince, onu görünce susar. Gözlerimdeki yaşları nasıl silersin.Hiç silmedin ki.Sen varken hiç ağlamadım ki.Şimdi merak ediyorum nasıl silersin diye.
*Bir bebek acıkıp ağlıyorsa, bir maşuk içsel açlığıyla ağlar.Yüreğimi
Somalı yaptın. Şimdi bütün yardım kampanyaları bana yapılıyor.
-Beni sevgi fakiri yaptın.Yoksun işte.Tasalarımla ab-ı aşkının tasıyla sensizliği içiyorum.
Son bakışının bütün detayları bende. Hani giderken o ağlamaklı, o hiç gitmiyorcasına ama mecburen gidiyorcasına attığın adımları tek tek hesapladın. Son kez baktın, yüreğini, ömrünü, ütülediğin adamın yaşam yuvasına.
-Ben gidiyorum, sen gitmemelerde kal diyemeden gittin.
O son kez dokunduğum ellerin fırında çıkmış yeni bir ekmek gibi hala ellerimde sanki. Sıcağı bende başka mecralar çiziyor bilemezsin.
*Bırakıp gitmelerin boşluğuna düşürdüm senli düşleri. Bu benim talihimin kuşu.
- Ben bu güzeli çok sevdim.Mantık tayrdaki bütün kuşlar uçun gelin.
Hüthüt benim. Bütün içinde çıkılmazların can kanadayım. Kendi aşkıyla kumar oynayıp kaybeden son maşuk da benim.
Uçun kuşlar,uçun onun ta bıraktığı yerden.Kanatlarını yavaş çırpın giderken aktığı gözyaşları yere inmesin.
-Yanaklarına süzülsün.Kendi elleriyle silsin. Bu giden kim, bu gidip de dönmeyen kim sahi Dilnaz.
-Bir umut artığındayım. Her yerde seni arıyorum. Gözlerim nemli, sözlerim ağlamanın defterinden alıntı.
Hüznü vuruyor yokluğunun şavkı. Beni senden bitiriyor yitirişler.
Bir bebek ağlıyor, şehir uyanıyor tam seni sevdiğim sınanmışlarda.
Üşüyorum sensizliğin salıncağında.Ağzımda seni seviyorum emziği.
-Ey sevgili biraz da tutku sütünden tutku sütünden.Bu aç aşk bebeğini doyur sözlerinle, o bakışınla, o içten gülüşünle.
-Kendine ait bir duruşun var, işte durdum orda. Durağım oldu o duruşun. Şimdi işte şimdi yeniden efil efil essin duruşun.
“Bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor
Kalbimi ona verdim artık geri vermiyor
Elim kolum bağlanmış çaresizim Allah’ım
Bu canımı sen verdin benden almak istiyor “
İmkansızlık yağıyor yaramın üstüne. Bu kulumu çok sevdim Allah’ım. Kuldan, küle, külden güle, gülden, soluksuz bir ömre çevirdi beni.
-Bir günlerin kuyruğuna taktı beni.Ümitlerin zengini yaptı. Umuluşun aşk ummanı oldu.O bir gün kollarımda olacak diye ömrümü ütülüyorum hazan cenderesinde. Sol yanımda onlu magmam.Onun buzullarını eritecek pişmanlıklarımın sıcağı var.
-Her adımda ondan asılı hatıra gergefindeyim. Bu gri sevdalar yüreğimi bağlayımıyor. Yırtık bir yüreği yamalayacak onca sultan arasında sensin benim sultanım.
-Hiç gelmeyecek gibi sarıl geceme.Yıldızlar senden olsun. Ay yüzünden ay benim,şem yanınbaşımda. Ay-şemi eritsin sevişim.
Yellerim savurduğu sevgiye tutunarak unut geçmişi.Maziler insanın geleceğine ayna olsa da kır zincirleri.
Yokluğun sinemi ayrılık kılıcıyla kesmişken sensizlik hıçkıra hıçkıra ağlarken, tabip ne yapsın. Hangi ilacı sunsun bu iyileşmez ruhun hasta maşuğuna.
-Yarama sür gelişini, bir gülüşünle aydınlansın karanlıklara oğuldaş
Halim.
*Helalim ol aşk ummanında.
“Hor gören şu gururun tükenmek bilmez mi
Sevginle yanan kalbi üzdüğün yetmez mi
İyi niyet uğruna yaşıyorsak dünyada
Seven garip olsa da sevilmeye değmez mi”
İşte mahzun, bu sevgiye mahsul veren sevdanın ortasında anla beni Dilnaz.Kiralık yüreklerde yaşayan üvey bir aşık muamelesi görmekten sıkıldım. Kime gitsem üvey. Kimi sevsem yabani.
Bu aşkın cananı sensin, susuz aktığım pınarından belli.Bir kafese almışsın.Alınganlıklarımız demir, sözlerin zemin, bir gün gelişlerin demir aralığı ve umut sen.
-Çıkar beni bu anlatılmaz, anlaşılmaz, ancak yaşanır aşk kuyusundan. Yusuf’u çıkaran kader gibi, beni de sen çıkar yeniden.
*Susadım sana.Bu yalnızlık hücresinde suçsuzluğum bitti.
Ateşle közün , görmeyle körün, anlatılmayanla anlayışına, hayalle gerçeğe, özlemle, nefrete, bir gün ile her gününe sormak lazım yokluğunun bıraktığı zayiatı Şükretmenin Şükrü’sü, Sabretmenin Sabri’si, beklemenin Bekri’isi, vuslatın Vasli’si, sensizliğin Sani’si,
Aşkın, Ali’si gibi binlerce ben olup sustum gül cemalinde.
“Bir kulunu çok sevdim o beni hiç sevmiyor
Kalbimi ona verdim artık geri vermiyor
Elim kolum bağlanmış çaresizim Allah’ım
Bu canımı sen verdin benden almak istiyor “
Duysun duyulsamanın aşk frekansı beni senden çalsın çok sevmenin algısı. Düşlerinin tezgahına sersin beni hayat. Gözler kalbin aynasını kıramaz.O gözlerinden anladım ki yeşil sevgilerin bir günlerime orman. Gelmesen de sevmesen de içinden bana kalan şiirsel sözlerin var.
-Duysun yaramın üstünde aşkımın kurgusunu anlamayan seviciler.
Bir kulunu çok sevdim Allah’ım. Kul’dan ,aşka, aşktan,ayrılığa, ayrılıktan bitmemiş sevdalara, sevdalardan umudun ummanına götüren gül bakışlı, kelebek çiçeği ruhuyla onu çok sevdim.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 3.8.2011 14:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!