BİR KÜÇÜK EYLÜL MESELESİ
Anadolu’da bugün göz açtı masum çocuk,
Nur topu gibi idi, ay yüzlü bir yavrucuk…
Elleri yumuk yumuk, Gözleri boncuk boncuk…
El bebek büyüyordu hep agucuk gugucuk.
Kâh meleklere güler kâh ağlardı ansızın.
Minicikti elleri günahsız yavrucağın.
Melekler kıskanırdı senin anlayacağın.
Eylül’dü yavrucağın adı yahut da Leyla..
Gezer dururdu çocuk, Ağrı’dan Polatlı’ya…
Umut dolu gözlerle baktı Anadolu’ya.
Kırlarında oynadı Anadolu’nun
Irmaklarında çimdi, Güneşiyle ısındı.
Akşamleyin ailecek kavun yiyecez sandı.
Hâlbuki o akşam, belki de son akşamdı…
Anadolu! yar dolu, yürek dolu, yiğit dolu…
Bir ucu Sarıkamış, bir ucu Gelibolu.
Toprağın her karışı şüheda ile dolu.
İnanmazdı görse de hiçbir Allah’ın kulu.
Eylül, başlangıçların bir imgesiydi bizde,
Yeni yeni umutlar beslerdi kalbimizde.
Babası Eylül koydu çiçeğinin adını,
Ne bilsin bu ismin kâbus olacağını…
Bahara eremeden hazan oldu bir çiçek.
Narin bedeni ile bugün soldu bir çiçek…
Leyla ki onun yeri bizde hep bambaşkadır
Leyla ile yolculuk hep ilahi aşkadır..
Ailesi mecnun oldu aradı Leylasını.
Yirmi gündür hep kurdu Leyla’nın hülyasını.
Ey Çanakkale’si geçilmez Anadolu!
Değeri dünyalarla biçilmez Anadolu!
Ey toprağı Şüheda, göğsü imanla dolu.
Şerbet dolu kadehin, şimdi katranla dolu!
Nuri KEÇECİ
Kayıt Tarihi : 4.7.2018 01:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!