O gözleri görmeden önce yolunu kaybetmiş bir gezgindim etrafınızda. Kendi kendine yabancı, kendi kalbine küskün, kimsecikleri olmayan, ısınacak kapı arayan, yorgun, bitkin ben.
Ama yine bakıyor gözleri. Sanki; içimde kıvılcımlar patlıyor güneş kadar sıcak oluyorum. Her şeyi unutuyorum. Zaman bile yavaş akıyor etrafında. Tatlı ilkbahar rüzgarı saçlarını savuruyor. Kokusunu, onu görmesem bile alırım sanki o kaybolduğum yola pusulam oluyor. Kimsecikleri olmayan ben yalnızlıktan sıyrılıyorum. O umursamaz tavırları yalan biliyorum. Kendini kaptırmamak için kalbimin kapısını açmaya cesaret edemiyor. Belki de sevdam çok büyüktür.
Biliyorum ama o güzelliğe o kusursuzluğa az bile, beni suçlayamaz biliyorum dünya da pusulam olduğu için, kokusu bana özel bir uyuşturucu olduğu için. O eşi benzeri olmayan kokusunu çektikçe hayallere dalıyorum. Hiç bilmediğim bir yerde; papatyalarla dolu, taşlardan yansıyan güneşin o derin gözlerini parlatışını görüyorum ve bir gözünü kısarak bana bakıyor.
Elim ayağım boşalırcasına dizlerimin üstüne çöküyorum, kendimi kaybediyorum. Bir daha hatırlayabilmek bu anı yaşayabilmek için
Bir koku nelere mi mâl olur ?
Wiz SeraphKayıt Tarihi : 8.8.2019 02:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!