bir kız doğdu Antakya’ da
çatladı hışmından Nergisos bile
hani benim yeğenim diye de diyorum valla
bıcır bıcırlık desem onda
sevimlilik onda
bir konuştu mu pir konuşur
susturmak istemezsin
susmaz zaten kendiliğinden
hani bıkarım diyeceğim o da değil
ya olmaz böyle bir şey
onunla her şey hareket
her şey eğlence
her şey keyif
iki dakika ancak sürer bozgunları
neşem, sevincim
benim çağlayan güzelliğim
Kırklareli’ de resimlerimde gezinen bebeğim
İstanbul’ da üniversite gençliğimde benimle büyüyenim
“ilk bebek” deneyimim
yanımda
buzda kayıp düşerken ben
bırakmadığım
Elazığ’ da “Karaköpeğim”
Muş’ta sızım sızım sızlayan yüreğim
Sıvas’ ta özlediğim
Kaymak köyünde Ezo’ m;
“dağlara gel dağlara” m
Niğde’ de “genç kızlık ateşi”m,
Dil-Tarih’ te polis coplarıyla yüreğimi yitirdiğim
iç yangım,
yol arkadaşım,
benim “üniversitelim”
ve Kızılay’ da yoldaşım,
dershane koridorlarında
“havuz başı” arkadaşım
Alfa’ da bekleyenim sabırla
“betimleme” örneğim
ve şimdi Antalya’ da köy öğretmenim…
ben seninle nasıl da büyüdüm dinamit üstünde,
nasıl da sevdim büyümeyi, yeniden çocukları, genç kızlığı,
öğretme işinin böylesi görülmemiştir
ilk heyecanlarım,
ilk yeğenim,
tazeliğim…
canım benim
canım
şimdi de benimlesin
uzaklardan ses verenim,
hiç bırakmayanım,
hep “en sevenim”
“kalbimin kızıl saçlı bacısı” güzellemesini yaşatanım bana…
sana daha ne diyeyim,
öyle çok ki biriktirdiklerimiz,
hangisini anlatayım,
canımsın canım
sırdaşımsın benim
hoş geldin,
en önce “hoş kal” diyenim bir de
“hoş ol” e mi
hep hoşsun zaten
hoş kız
9.3.2007
Avcılar
Kayıt Tarihi : 22.9.2007 18:08:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Elazığ'dayım. Yıl 1985-86. Yeğenlerim yanımda, tatildeler. Ben yeğenlerimi 'köpeğim, eşşeğim, mutlu maymunum, sıpam' diye severim, çoğumuzun yaptığı gibi. Yine bir sevgi taşkınlığı anımda 11 yaşındaki uzun siyah saçlı yeğenime sarıldım ve ona 'karaköpeğim, uyyy' dedim. Yeğenim başladı ağlamaya.Bütün gün konuşmadı. Allah allah dedim. Yahu bu çocuk 'eşşeğim' deyince ağlamıyor da neden'karaköpeğim' deyince ağlıyor. Akşama doğru sordum, sorabildim daha doğrusu ısrarlarıma dayanamadı, açıkladı. 'Ama teyze hani sen her türlü eşitsizliğe karşı idin? Zencilere Amerikada 'karaköpek' diyerek hakaret ediyorlar, sen de onların diliyle konuşarak ayrım yapıyorsun, hem de bir ayrımı pekiştiriyorsun, hani sen ezilenin, haksızlığa uğrayanın yanındaydın, sen de onları küçümsüyorsun böyle deyince farkında olmadan' Dondum. Kalakaldım. O da biliyordu onun saçları doğduğu gün de uzun ve simsiyah olduğu için ben onu 'karaköpeğim' diye seviyordum, aynen 'mutlu maymunum' der gibi..... Ama yine de içine dokunuyordu; sanki ben sevimliliği zencilere hakaret üzerinden övgülüyormuşum gibi gelmişti ona. Beni kendimle aniden yüzleştirdi. O hün bugündür dildeki her türlü ayrımcılığa karşı çok 'uyanık' tuttu beni benim gittikçe saçlarının rengi kumrala dönen 'karaköpeğim'. Ondan çok şey öğrendim, daha da öğreneceğimden gayri.

Kutlarım insan yüreğini.
TÜM YORUMLAR (3)