en heybetli kelimeler ağızlardaki sahte sözler
en zengin şiirler, at yarışı gibi dönüp dolaşırken etrafta
hislerin kelimelere sığdırılmaya çalışıldığı bu diyarda
ben seni aradım
yalnızlığın yuva yaptığı, el değmemiş raflarda
varlığının tozlarıyla dolu bir dünyada
ben seni aradım
bazen saf haliyle, bazen ise kırıntılarıyla
dans ettim onunla, soğuk odalarda
eskiden ziyafet çekilen o büyük salonlarda
gözlerime ihtiyacı olanı verdim
sonsuzluğa uzanan o masada
hayaletinle el ele tutuştuk
kalplerimize bir kale tutmuştuk
içindeki bir ev olmuştuk
gönüllerimizde bir kıvılcım tutuşmuştu
sendeki sönmesin diye eline tutuşturmuştum bendekini
yan yana olmadan da bir bütün olabilirdi iki beden
neden böyle düşünmedin diye hazırlandı bu kefen
kefildi kalabalıklar içindeki
kahkahalarımın ardındaki sessiz ben
sezilmiyordu artık mevsimlerin geçişleri
esintiler tüylerimi ürpertmezdi artık
kar taneleri erimezdi üstümde artık
yağmur damlaları ıslatmazdı beni artık
güneş solduramazdı beni artık
yokluğundan usanmışken bu varlık
kağıtlarla dolu batık bir sandal
ya da bir hurdalık
fark etmez bana artık
sen ise unutmuştun
şimdi ise o ev yanıyor
içinde bir ben duruyor
çırpınıyor bir yangının eşiğinde
tir tir titrerken uzuvları
seni sevdiğini anlatıyor duvarlara
şarkılar söylüyor görmediği bulutlara
ecel terleri döküyor bakarken bu tavanlara
yalnızlık hutbeleri veriyor tanrılara
verdikleri derslerin anlamsızlığı karşısında
donup kalıyor bir başına
buz gibi bir odada
tek başına
Kayıt Tarihi : 8.12.2023 21:42:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!