Gökçen Efem tuttu göcen Dağı’nı
Yaman soldurdu Kaymakçı’ nın bağını
Zehir kattı aşlarını yağını
Gökçen bu seferden dönmedi,deyin..
*** *** ***
Döne döne indim Kısık düzüne
Yağlı kurşun yedim kulak tozuma
Selam söyleyin Hatice kızıma
Baban bu seferde dönmedi, deyin…
*** *** ***
Gökçen Rağı kahpe Yunan bürüdü
Kahyaoğlu silah kaptı yürüdü
Koca Mehmet yetişince geç oldu
Kalan bu seferden dönmedi,deyin….
Bu dizeleri Gökçen Efe romanından sizlere alıntı yaparak sundum.(s. 8-9) .Bugün bu yazımda sizlere “GÖKÇEN EFE “ adlı bir yiğit Efe için hazırlanan bir romanından ve hayat öyküsünden kısaca söz etmek istiyorum. Ege Bölgesi efelerin harman olduğu yerdir. Ege değince ve özellikle Milli Mücadele tarihimizde Atatürk’ün safında yer alan dağdan inen Efeleri hatırlıyoruz. Yörük Ali Efe, Demirci Mehmet efe, Çakırcalı Mehmet Efe, Sökeli Cafer Efe, yine Sökeli Ali Efe, Mestan Efe, Yörük Hacı Halil Efe, Sancaktarın Tosun Ali Efe, Çamlıcalı Hüseyin Efe, Kara Erkek Mehmet Efe, Arap Hüseyin Efe, Mesutlulu Mehmet Efe, Tekeli İsmail Efe, ve şimdi sizlere tanıtmaya çalıştığım Gökçen Efe vardır. Bu efelerin Milli Mücadele tarihimizde özellimle yunan ordularına karşı cesaretle büyük zayiatlar verdiren değerli kahramanlardır. Onları saygı ve rahmetle anıyorum. “ Kurtuluş Savaşı’nda Gökçen Efe Destanı “ adını taşıyan romanın yazarı öğretmen meslektaşım Aydın Nazilli’den Sabahattin Burhan Beydir. Sabahattin Burhan Bey’i yakından tanıyorum. Daha önce yayımladığı Demet, Yörük Ali Efe 1,Yörük Ali Efe 2, Yörük Ali Efe 3, Çete Ayşe, 1, Çete Ayşe, 2, Sökeli Cafer Efe ve son eseri Gökçen Efe Destanı’dır.
Öğretmen yazar Sabahattin Burhan, 1954 Nazilli’nin Toygar Köyünde doğmuştur. Orta ve Lise tahsilini kendi İlçesinde Nazillide, tamamlamış, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü’nden mezun olduktan sonra Nazilli Lisesinde öğretmenlik yapmıştır. Sanatımıza, kültürümüze değer veren ve hemen hemen edebiyatımızın her türünde kalem oynatmış, eser vermiş çalışkan ve üretken bir eğitimcidir. Sabahattin Burhan,Türkiye genelinde takdire değer birçok ödül almış bir öğretmen yazardır. Halen Nazilli de ikamet ediyor.
Sabahattin Burhan yaklaşık otuz yıldır Egeli Efelerle uğraşıyor, Ege‘nin Milli Kurtuluş Mücadelesi’nde Efelerin nasıl mücadele ettiğini bir roman yelpazesi içinde akıcı, yalın ve duru bir Türkçe ile ortaya koyuyor. Eserlerini hazırlarken öyle hayâlı ve sonradan eklenen kulağa giren bilgilerle romanlarını yazmıyor. Aydını, Nazilli’yi, Söke’yi, Ödemiş’i ve Hatta İzmir’ i il ve ilçeleri bizzat gezerek hatta efelerin yaşadığı tarihi mekânları, köyleri, kasabaları bizzat dolaşarak, olayların ve savaşların geçtiği yerleri inceleyerek, yakınları, çocukları ve torunlarıyla birebir görüşerek bu romanlarını ortaya koyuyor.
Yörük Ali Efe ( 3 ayrı cilt) , Cafer Efe’yi, Çete Ayşe (1, 2) ve şimdi de Gökçen Efeyi bu amaçla la kaleme aldığını görüyoruz. Yazdığı bu romanlar özellikle Ege bölgesinde beğeniyle karşılandığını görüyoruz. Yapılan imza günlerinde halkın sıcak ilgisini görmek mümkündür. Aydın’da, Kuşadası’nda, Söke’de, Didim’de ve Nazilli’de çoğu zaman birlikte olduk. Bu kitapların birkaç baskısı da yapıldı. Hala da aranılan en çok satılan kitaplar arasında yer almaktadır.
Sabahattin Burhan, “ Kurtuluş Savaşı’nda Gökçen Efe Destanı” kitabının nasıl hazırlandığı bu eserinin ilk giriş bölümünün Önsözü’nde kısaca şunları yazıyor: 1969 yılında Nazilli Lisesi’nin birinci sınıfında okuyordum. O yıl, içinde okulun çıkardığı “ Tomurcuk” dergisinde daha sonra, Mahalli “Gerçek” gazetesinde ağıtı (yukarıda ki şiiri) yayınlattım. Yakın tarihimizde ilgili çalışmalar yapan kıymetli yazarlarımızdan bazıları kaynak göstererek, bazıları kaynak göstermeden ağıtı eserlerine aldılar.
Ağıtı sevmiştim. Nazilli Lisesi’nde ve diğer liselerde edebiyat öğretmenliği yaparken çeşitli programlarda ağıtı öğrencilerime okuttum. 1983 yılında yazmaya başladım. Bu suretle Gökçen Efe’yi yazmaya karar verdim. Gökçen Efe’yi yazmaya karar verdiğim zaman, onunla beraber savaşmış efelerden, zeybeklerden, kızanlardan, bilhassa Tekeli İsmail Efe’den teybe kaydettiğim hatırları aylarca büyük bir titizlikle defalarca inceledim. Danişmendli İsmail Efe’ninoğlu İsmet Efe’yle Danişment’e konuştum. Babasının Gökçen Efeyle ilgili hatıralarını kameraya aldım. O bize, babasından kalan kıyafetleri ve silahları gösterdi. Fotoğrafları teslim etti.
Gökçen Efe’nin akrabalarıyla,ağabeyinin kızı Hatice Devecioğlu anneyle, Yörük Hacı Halil Efe’ye, yakınlarıyla, Sayın Mehmet İmre, Musa Çöpoğlu,,Şevket Yorulmaz ile, efenin dostlarıyla,komşularıyla, akrabalarıyla, çevre köylerinin tümüyle konuştum ve belgeler aldım “ diyor. (s.9 -10) . Bunları anlattıktan sonra Sabahattin Burhan Gökçen Efe ile ilgili dolaştığı ve savaştığı yerleri de bin bir belge ve fotoğraflarla anlatıyor.
Yine kitabının bir yerinde: “ Gökçen Efe vurulunca 5 ay, 11 gün, 2 Mayıs 1920 ‘ye kadar meydanda kalan cesedini ablası Ümmü Çınar Hanım ve ablasının kızı Vesile’ in 25–30 cm toprağı kazarak defnettiğini Boz Sivri Tepesi’nin güneyindeki çalılığın kenarındaki mezarını, burada 51 sene 22 gün yattıktan sonra 24 Mayıs 1971 ‘e kadar kemikleri alınarak Kaymakçı- Maşattepe’ye nakledildiğini “ ifade ediyor.
Sabahattin Burhan, “1971 yılında Demirci Mehmet Efe’nin kardeşi Ahmet Demirci Efe’nin sağlığında kendisiyle konuştuğunu ve Gökçen Efe’yle ilgili bilgileri “ aldığı yazıyor. Hatta aldığı bilgileri noterden tasdikten sonra yanına aldığı ve bu belgeler arasında Atatürk’ün kendi el yazısı ve imzasıyla Demirci Mehmet Efe’ye gönderdiği mektup bile var olduğunu “ yazıyor.
İşte öğretmen yazar Sabahattin Burhan buradan yola çıkarak “ Kurtuluş Savaşı’nda Gökçen Efe Romanını ortaya koymuş oluyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi bu roman rastgele hazırlanmış bir hayal mahsul değildir. Bizzat Efenin ailesi, yaktın dostları zeybek ve kızanlarıyla ve tanıdık akrabalarıyla yüz yüze konuşarak belgelerle ortaya konulmuştur. Hiç bıkmadan ve yorulmadan 510 sayfalık içinde yazılı belge ve fotoğrafları saydığım. Tam 82 fotoğraf ve yazılı belgelere yer verdiğini, tarihi kaynaklara dayalı bir tarihi roman tekniği içinde hazırladığını görüyoruz.
Bu güzelim kitapta daha önce benden de bir belge arşivimden almış, belgenin altına adımı yazarak ve beni de unutmadığı için ayrıca teşekkür ediyorum. Verdiğim tarihi belge: “ Biri Bakan biri de Başbakan olan Mahmut Esat Bozkurt ile Şükrü Saraçoğlu’dur, onları da rahmetle, saygıyla anmadan geçemeyeceğim…(sayfa: 305) .
Gökçen Efe 1891 yılında Ödemiş’te dünyaya gelir. Asıl adı Hüseyin olan Gökçen Efe daha genç yaşında iken Çakırcalı Mehmet Efe’nin yanında yer alır. Daha sonra Çakırcalı Mehmet Efe bir müsademe sırasında şehit düşünce, Tire’nin Güme Dağı’nda kendi çetesini kurar. Ancak tipik Efelerden bir farkı vardır. Çalmaz, çırpmaz ve halk a zulmetmez. Her zaman fakirin yanında yer almıştır. Bazı haksızlıkların önüne geçen ve engeller.
Gökçen Efe, Mahmut Celal (Bayar) aracılığıyla düze iner. Bey’in 1914’te düze iner. Ancak beş yıl sonra tekrar dağa çıkar. Yunanlılara karşı vatanı savunma gayreti içinde mücadele eder. 57. Tümen Komutanı Miralay Şefik (Aker) Bey’in gözetiminde kurulan Kuvay’ı Milliye içinde yer alır..,
Haziran 1919 da Yunanlılara karşı Köşk cephesinde savaşır. Önemli cephelerde zayiatlar verir. Bu arada Yörük Ali Efe, Poslu Mestan Efe, Mürselli İsmail Efe’yle tanışır ve milli Mücadele’de birlikte düşmana karşı direnişe geçer. Yunanlıların Ödemiş’i işgali sırasında Efenin bulunduğu siperi ağır top ateşine tutulur ve saldırıya geçer. Gökçen Efe, 21 Kasım 1919 ‘da Gökçen Dağı’nın Sındılı Deresi’ndeki Boz sivri Tepesi’nde şehit düşer. Geriye 28 yıllık ömre sıkıştırılan bir kahramanlık destanı Türk Milletine miras kalır.
Değerli araştırmacı yazar Sabahattin Burhan, Yörük Ali Efe, Çete Ayşe ve Sökeli Cafer romanlarında olduğu gibi uzun yıllar araştırma, inceleme yaparak ve birçok tarihi belgelerle ışığında, köy köy, kasaba kasaba gezerek dostları ve yakınlarıyla bizzat görüşerek, Gökçen Efe romanını hazırlamış ve Türk edebiyatına kalıcı bir eser olarak kazandırmıştır. Bu değerli eserini dikkatle ve heyecanla okuma fırsatını bulduk. Bu kitabını özellikle öğretmenlerimize ve öğrencilerimize, Milli Mücadele tarihimiz bağlamında bu eserini tavsiye ediyorum.
Roman kurgusu, Türkçesi, akıcı ve duru olup, Türk Edebiyatına değerli ve kalıcı bir eser daha kazandırmıştır Yazıda adı geçen bütün efeleri, Gökçen Efeyle birlikte hepsini saygıyla ve rahmetle anıyor, değerli araştırmacı yazar meslektaşım Sabahattin Burhan’ı bu derli toplu eserinden dolayı ayrıca alkışlıyor ve kutluyorum. Kitap tertemiz bir baskı ile İstanbul’ da Nesil Yayınları arasında 510 sayfa halinde tertemiz bir baskıyla günışığına çıkarılmıştır. Nisan 2009.
Meraklısı için:
Sabahattin Burhan: Tel: 0505. 571. 63. 42.
Kayıt Tarihi : 8.4.2010 17:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!