Buzulların taht kurduğu,
rüzgârın bile titrediği bir kıtayım ben.
Beyaz ihtişamımla örterim
zamanı, ufku;
ışığın kırıldığı her yerde
bin yıllık yalnızlığım parlar.
Ölümün soğuk nefesi
devriye gezer kıyılarımda.
Hiçbir nabız atmaz buralarda;
insan sesi yankı bulmaz
karın yalın sessizliğinde.
Uygarlıkların gölgeleri uyur
buz kuyularımın derinliklerinde.
Çağların sakladığı sırlarım vardır hâlâ:
dokunulmamış, çözülmemiş,
zamanın bile kıramadığı.
Bilimin gözleri çevrilir yüzüme;
çünkü ben, buzdan surlarla çevrili
kadim bir bilgeyim.
Her çatlağım bir hikâye,
her fırtınam bir destan,
her rüzgârım bir efsane.
Kral penguenler, denizin asil muhafızları;
fırtına kuşları, göklerin elçileri…
Onlar eşlik eder yalnızlığıma,
sonsuzluğumun ritmine,
zamana meydan okuyan bir tınıya.
Ben, buzdan yaratılmış bir kıta;
dünyanın en sessiz,
en görkemli aynası.
Ben, insanlığın mirası;
Kristalsi bir destan yazan,
ebedî, kudretli ve kadim coğrafya.
Mesut Yüksel
Kayıt Tarihi : 6.12.2025 23:15:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!