Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm,
Yalnız işitme duyusu kalır ortada.
Asya kentleri yürür dururlar,
Höyükler burnumda hızma.
Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap!
Tabanlarından kayıp duran sütunlar
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Devamını Oku
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi




Ölüm bu kadar kolay mıdır? ve ya sandığımdan daha zor mudur? bilmem. Rabbim kolaylaştırırsa kolay olur der sığınırım. şairin gerçekten ölümü düşünerek değilde, sevgisini ifade edebilmek için ölümü basamak olarak kullanmaya çalıştığı başarısız bir anlatım gibi geldi bana. ''Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm'' bu satır müstesna, bu satırda bana bir kafese hapsolmuş bir şahin gibi geldi kafesi ise şiirin geri kalanı.
Yürüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Hep kazanırsın ey çözümsüzlük! "
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni ,
Bir kuş misali, bıraktın ürkek yüreğini avuçlarıma
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni...
"ALLAH İÇİN SEV VE ALLAH İÇİN BUĞZ ET Kİ, ÖMRÜNÜN DAKİKALARI SEVAPLARA KALBOLUP, BAKİ ALEME GÖÇTÜĞÜN ZAMAN, SANA CENNET NİMETLERİ OLARAK GERİ DÖNSÜN." -Kelam-ı kibar-
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta