dört yanı kasvetle çevrili o yol üstü kulübesi
isli dumanlarla kaplı gökten düşen gri beyazlık
ve yerleri kaplayan büyük ağaçların gölgesinde üşüyen bir çocuk
yolun sonundaki yalnız dağlara bakıyor
beklenmek ne demektir bilmeyen mavi gözleriyle
küçük dünyasındaki büyük düşlerine dalıyor
ve hoşçakal diyor yoldan her geçene
beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun
Devamını Oku
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
senin kanatların yok
düşersin yorulursun