dört yanı kasvetle çevrili o yol üstü kulübesi
isli dumanlarla kaplı gökten düşen gri beyazlık
ve yerleri kaplayan büyük ağaçların gölgesinde üşüyen bir çocuk
yolun sonundaki yalnız dağlara bakıyor
beklenmek ne demektir bilmeyen mavi gözleriyle
küçük dünyasındaki büyük düşlerine dalıyor
ve hoşçakal diyor yoldan her geçene
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir