Gaiplik kokar çehren, bilinmeyen yerdesin,
Perdenin arkasında; söylesene nerdesin? ..
Hoyrat deryâlara yelkenler açmaktasın;
İhtiyar umudunla, dertlerden kaçmaktasın...
Ağzın kupkuru senin, acıya bağırmaktan;
Gözünde yıldız sönmüş; yokluğu çağırmaktan...
Duyguların karmaşık; bir boşlukta sarmaşık;
Hafızan morfin yemiş, düşüncense dolaşık...
Çaresizlik fışkırıyor o küçücük benzinden,
Bir hunhar sefer oldun; kötülerin izinden...
Söyle, rahmet yağmuruna neden uzaktasın,
Her tükeniş; vesikan, ruhuna tuzaktasın...
Anlamadım nedir bu aptallığın şifresi?
Küpünde inat suyu, yok ki bunun filtresi...
Nice çığlık boğuldu hâla gölgesin; eğil,
Sessizlik değil sana, resmine göre değil...
Bu kararsızlık nedir; taze kan gibi sıcak;
Kaybolursun tenhâda yanarsın bucak bucak...
Gafletten uyan artık; her yanın olmuş keder,
Hüsranlık kokuyorsun, yeter bitmişlik yeter...
Şimdi düşün iyice; pişman olma vaktidir,
Paklanma merâsimi; hüzünlerin aktidir...
Mutluluk getiriyor, tırmandırıyor aşka,
Vakit öyle nakit ki; diğerlerinden başka...
Pişmanlık; kurtuluşun, akan gözyaşı; aşkın,
Zaman delice akar, yelkovan hâla şaşkın...
Samimi bir duâ ol; pür nûr ol akın akın;
Zulmet ölüyor sanki, huzur ne de çok yakın...
İbadetin özüydü; özüydü çünkü duâ,
Anlayana; bir aşktı, meşkti; her kul olana...
Muhammedin sözüydü; şerefin ta kendisi,
Boşuna konuşmadı kâinat efendisi...
Resûlü kibriyâ der: Pişmanlık tövbe diye;
Allâh'ın kullarına müjde verdi hediye...
İsmet olan habibim, o büyük kutlu nebî,
O ki resulü zîşan; hiç yalan söylemedi...
Günahların paklanır, tövbe suları akar,
İstiğfar bir ilaçtır; sabırsa arşa bakar...
Tövbe ki; pişmanlığın zirvesine erince;
Ey karanlık aydınlan! değişsin artık gece...
Ağlamak iyi dostum, serbest bırak kendini,
Müsterih ol; paklayıp kurtaracak bendini...
Gözyaşların akarken, yıkanır tüm kirlilik,
Akıtmak gerek bazen; her gözyaşı temizlik...
Evet o dem bu demdir, uğranıyor sevince,
Evet zamanı geldi; çözüldü tüm bilmece...
Hüzün yağmuru sardı; pişmanlık geliverdi;
Yüreği aşkla çarpan ateşli semaverdi...
İstiğfardan sonra dimağa vurmaz çekiç,
Kurtuluş bir ezândır; Allâh için ye ve iç...
Ruhun oldukça rahat; huzurda bir derinlik,
Kalpte huzur tövben; ateş çölünde serinlik...
Önceleri günahkârdın, şimdi bir tövbekâr,
Temizlendin ya artık değilsin ya hilekâr...
Teslim oldun Rahmâna, attın yalan gizini;
Ruhundan atıverdin kirin pasın izini...
Söylemiştim hatırlarsan; tövbeyle güneş doğar
Müjdeler ey tövbekâr? gözlerinde yıldız var!
Tutsaklığın kalmamış; yokluk hiç esmiyor ki;
Acınır hâlin gitmiş...kelâmın kesmiyor ki...
Tövbe tövbe ey tövbe; sen ne güzel lütufsun,
'Estâğfirullâh' ile bizlere firdevsi sun...
İkrâmın ne kebâir; günâhları yıkarsın;
Tövbe tövbe ey tövbe; sen cennete akarsın...
Bir kedi gibi masum, akılcı ve duyarlı,
Bir kedi gibi mazlum, çekingen ve arlı...
Bu kedinin kalbi çok, hemde çok zengin;
Bu kedinin gözlerinde parlaklık belirgin...
Bu aşk kedisi için henüz vakit dolmadı,
Zifirî karanlıklar ona engel olmadı...
O, kalbine ilmik ilmik hakkın aşkını ördü;
Onun yıldız gözleri geceleri de gördü...
Bu kedicik hak aşığı doymuyor hiç azla,
Kediciğin kalp atışı bizden iki kat fazla...
Aşk saati kurulu; ezânlara ayarlı;
Her işi artık islâma; huzura uyarlı...
Akrebin gözlerinde kaybetmişken umudu,
Kalmadı da kalbinde mâziden hiç kuruntu...
Heyecanla canlandı dillendi bizim kedi,
Duâ etti bana: 'Allâh razı olsun' dedi...
Hakkı bulamayınca her dem bir serzeniş;
Ey nefsim dedim sonra dünyâ bir virân imiş...
Bırak köhne dünyâyı elin olsun mirası,
Belkide o kurtarır; "Bir Kedinin Duâsı"...
Kayıt Tarihi : 23.5.2016 20:37:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mayıs 2016
![Engin Çakar](https://www.antoloji.com/i/siir/2016/05/23/bir-kedinin-duasi-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!