Bir Karatavuğa Bakmanın On Üç Yolu (Wall ...

İsmail Aksoy
1898

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Bir Karatavuğa Bakmanın On Üç Yolu (Wallace Stevens)

I
Yirmi karlı dağın arasında,
Kımıldayan tek şey
Karatavuğun gözüydü.

II
Üç fikrim vardı,
Üstünde üç karatavuğun bulunduğu
Bir ağaç misali.

III
Fırıldanır karatavuk güz rüzgârlarında.
Küçük bir parçasıdır bu pandomimin.

IV
Bir erkek ve bir kadın
Yektir.
Bir erkek ve bir kadın ve bir karatavuk
Yektir.

V
Neyi yeğleyeceğimi bilmem,
Fiil çekimlerinin güzelliğini mi
Yoksa kinayelerin güzelliğini mi,
Karatavuk ıslık çaldığında
Ya da hemen sonrasında.

VI
Saçak buzları doldurdu uzun pencereyi
Barbar camla.
Karatavuğun gölgesi
Çaprazladı onu, bir uçtan öbür uca.
Ruh hali
Sökülmez bir gayenin
İzini sürdü gölgede.

VII
Ey Haddamlı sıska adamlar,
Niçin düşlersiniz altın kuşları?
Görmez misiniz karatavuk nasıl da
Yürür ayakları arasında
Kadınlarınızın?

VIII
Bilirim soylu şiveleri
Ve duru, kaçınılmaz ritimleri;
Fakat karatavuğun
Bütün bildiklerime tabi olduğunu da
Bilirim.

IX
Uçup gözden yittiğinde karatavuk,
Bir çok çemberinden birinin
Kenarını işaretledi.

X
Yeşil bir ışıkta uçan
Karatavukların görüntüsü karşısında,
Ses ahenginin yosmaları bile
Keskin bir çığlık atardı.

XI
Connecticut’u aşıp gitti
Cam bir faytonda.
Bir keresinde, bir korku işledi içine,
Atlarla faytonun gölgesini
Karatavuklarla
Karıştırdı mı diye.

XII
Deviniyor ırmak.
Karatavuklar uçuyor olmalı.

XIII
Bütün ikindi boyunca akşamdı.
Kar yağıyordu
Ve kar yağmaya devam edecekti.
Karatavuk tünedi
Sedir dallarına.

Wallace Stevens (1879-1955, ABD)
Çeviren: İsmail Haydar Aksoy

İsmail Aksoy
Kayıt Tarihi : 27.2.2009 12:56:00
Hikayesi:


Thirteen Ways of Looking at a Blackbird by Wallace Stevens I Among twenty snowy mountains, The only moving thing Was the eye of the blackbird. II I was of three minds, Like a tree In which there are three blackbirds. III The blackbird whirled in the autumn winds. It was a small part of the pantomime. IV A man and a woman Are one. A man and a woman and a blackbird Are one. V I do not know which to prefer, The beauty of inflections Or the beauty of innuendoes, The blackbird whistling Or just after. VI Icicles filled the long window With barbaric glass. The shadow of the blackbird Crossed it, to and fro. The mood Traced in the shadow An indecipherable cause. VII O thin men of Haddam, Why do you imagine golden birds? Do you not see how the blackbird Walks around the feet Of the women about you? VIII I know noble accents And lucid, inescapable rhythms; But I know, too, That the blackbird is involved In what I know. IX When the blackbird flew out of sight, It marked the edge Of one of many circles. X At the sight of blackbirds Flying in a green light, Even the bawds of euphony Would cry out sharply. XI He rode over Connecticut In a glass coach. Once, a fear pierced him, In that he mistook The shadow of his equipage For blackbirds. XII The river is moving. The blackbird must be flying. XIII It was evening all afternoon. It was snowing And it was going to snow. The blackbird sat In the cedar-limbs.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Aksoy