Bir Karanfil Kokusu İstanbul

Neslihan Su
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Bir Karanfil Kokusu İstanbul

BİR KARANFİL KOKUSU İSTANBUL

Neslihan su

yılanlı bir sütundur kollarım İstanbul boynuna
üç başsız ganimet yıllarla eritilmiş
revnaklı bir tarih bulutların huzurunda
sırtlanmış bir şehri kıyısız coşkularıyla

sen şöyle otur yanıma İstanbul öpüşelim

gece dolmuş ışıklı masallar içlerine evlerin
bir aynalı kasır yorgan altında oynaşıyor
yalnızlık servilerle sarhoş
şefkat istiyor sabahlar
yanağında ağlanmış odalar nemi

dudağında ıtır çiçekleri
kar lekesi zamanda İstanbul
elleri çıldırmış

yummuş kendini gizli bir aşk söylemi gözlerinde nem
içinde kehribar bir intihar vakti
ağlıyor Pierre Loti Aziyade’nin avuçlarına
yeni yıkanmış iki taze ölü bakışı hala ıslak
kayıyor Eyüp’ün parmakları arasından
kalemkârlara…nakkaşlara…surlara

içini Haliç’e dökmüş İstanbul başında cennet kuşları
yorgun bir yüz uykusuz çok uzağında yakın bir ada
saçlarında kendinden geçmiş bir hâl
ne annesi kalmış ne çocukluğu
yükü ağır bir hamal sanki
İstanbul dert taşıyor omuzlarında

lülelerin gemi direğinde rüzgar
gel şöyle sarılalım İstanbul

şefkat arıyor boğazın suları da
kirpiğinde surlarla örülü Yeditepe
eşeliyor içindeki ruhun pembe dudaklarını
aşk gibi bir şey bulaşmış günlerce lalelere

tenin tenimde denize değelim İstanbul

şimale doğru okuyor kendini ezanlar
terlemiş göğün yokuşunda
acıdan bir ırmak boğuyor bir oğlanı daha
sanki ötüşsüz serçeymiş avlusunda coşkun bir ırmak Sultanahmet
çağırıyor bin çığlıkla terk edilmiş yoksulları kucağına

bir kalbi giyinmek gibi ilikle beni İstanbul

kucağında uyumuş bir bebek aşiyan
avuçlarında delirmiş bir dilber ve gizli bir aşk
kendini soruyor kendinden geçmiş
mısır çarşısında kanadı kırık bir güvercin
kırık kırık kanadında kırk kırık ah

Beyoğlu’nda akıyor çiçekten dereler adımlara
hüznün sol bileği burulmuş
sağında Venüs yıkanıyor
ardında acılar çekilmiş inzivaya
acılar çekilmiş inzivaya
bu coşku ne
ve bir şarkı
seni ömrümce hep
bakışında kırık aynalar
aynalarda İstanbul
kırk kırık bir kadın
maksimde Müzeyyen Senar
ve rahvan bir şarkı

hüzün mü yalnızlık mı çiçek pasajına uğramış
tıpırtısı içinde yedi iklim masallardan taşar
göğsünde bir karanfil bir kadın
kuş yollarında eylülün
kaldırımlar laf taşır adalardan

üşümek dertle eşdeğerdir
çığlığı keskin bir karabataktır zaman
koşmak sanki kanatsız
gemilerde bahriyeli uzun bir yar
sırtı kürek acısı dertlerle bir
yada bir iskorpit rengi sepya
küsmüştür azgın sulara mavi sular

bu ne üşümektir bu ne acı
şarkılar servilerde dolaşır
tarihle örülür yaşamın rengi
her kent kendini saklar körebe
saklısında eski bir radyodur zamanda

bir karanfil şiirim kokla beni İstanbul

Neslihan Su
Kayıt Tarihi : 22.4.2006 20:15:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Oğuz Alp Yüksel
    Oğuz Alp Yüksel

    bu ne üşümektir bu ne acı
    şarkılar servilerde dolaşır
    tarihle örülür yaşamın rengi
    her kent kendini saklar körebe
    saklısında eski bir radyodur zamanda

    bir karanfil şiirim kokla beni İstanbul


    İstanbul bir aşk gibidir.Sevmek de sevememek de bir başkadır.Yaşadımı ayrılamayacağın, yaşamadığın da ise hep yaşamak istediğin bir şehir. Şehir ile şiiri bir arada tutmak kolay olmasa gerek.Zoru başarmışssınız.Çok güzel.10 puan.Bir hemşehriniz olarak tebrik ediyorum sizi.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Atiş
    Mustafa Atiş

    Güzel bir şiir okudum. Yüreğinize sağlık. Yarışmada başarılar. Sevgiyle kalın

    Cevap Yaz
  • Zey Tuğ
    Zey Tuğ

    neslicim antolojiye hoş geldın .. karanfil kokusu getirdin : ) sevgilerimle canım dostum.

    Cevap Yaz
  • Engin Akbaba
    Engin Akbaba

    neslihan ustadan demetler... ne denir başka... başarılar.....

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Neslihan Su