Bir kalbin içindeki şarap yada onu sevdi ...

Bir kalbin içindeki şarap yada onu sevdiren mehtap


Hiçbir başarı , hiçbir emek olmuyor sen olmadan.
Uzun süren bir nehir akıntısından
Anca anca kurtulmaya başladım ,
Ne severmişim nehirde yüzmeyi..
Ağacının gölgesinde ne güvendeymişim oysa..
Elde ettiğim başarılar , sen yokken yazdığım yazılar ,
Zorunlu oynatamadığım kalemim
Ve hiç durduğunu hissetmediğim kalbim ,
Senin hala eski evin.
Yeşil bir pınardan görülen silüetin
Ay yansıması hatırlatır her şeyi kahramana ,
Dünyayı unutsa içindekini unutamaz aslında.
Atatürk'ün meclisinin önünde çekildiğimiz
O aynı kare fotoğraflar ,
Anıtkabir sohbetimiz ,
Kurduğumuz hayaller ,
Düşlediğimiz sonbahar günleri ,
Anlattığım masallar ,
Yazıp çizdiğim anlatılar...
Gittiğim yöne doğru beni ittiren sevgisizliğin
Ve vazgeçişin gücü olmalı
Yoksa kim evindekini evden kovar ,
Kendi evi varken evinden ayrılır ki ?
Hâlâ özlemekte olduğumuz günler ,
Aynı doğanın nefesini içimize çekişimiz ,
Aynı gökyüzü altında uyanıp ,
Uyuşumuşuz....
Ve eskisi gibi olmayan
Hislerin birleşimi
Ne oldu bize neredesiniz ?
Bir Eros olsa çaldırsa ıslığını
Vursa geçse kalbimden
Ve kalbinden tekrar bağlansa
Birbirine ruhlar hiç sıkılmadan
Geçse o günler....
Aynı mutlulukla uyansa iki insan.
Etrafına mutluluk saçmaya devam etse
Tanhu ve onu seven Ahu ,
Tekrar göz görmüyorken özlese
Birbirini hiç aldatılmamış gibi...
Söyle nasıl küsersin bulut..
Belki bir gün sever açar güneşim ama
Sanmasın sakın özel değil
Değil kendisi hayatımı mahvedermiş.
Toprak olur giderim , namluma aşık olur severim ,
Savaş düğünüm olur evlenirim
Fakat yine hep Ahu'mu beklerim.
Ne kalır ki geriye cevapsız sorulardan başka ?
Aradığımız her cevap bağlılıkta saklı aslında.
Birden aradığımız o gezegenler ,
Yolumuzu kaybettirir olmuş.
Hani bizler birer kayıp evren atlasıydık sevgili,
Herkesten kaçıp birbirimize sığınmıştık.
Bir özüre , ömrümü sererdim aşk adlı saraya..

Alperen Almak