Nasıl anlatılır bu sokaklar gecenin bir vaktinde,
duvarlar taş, saatler donuk ve sarhoş,
bütün şehir sigarasını yeni söndürmüş bir adam gibi
küsmüş gökyüzüne.
Bir kadın yürüyor.
Topuklarının yankısı kırılmış aynaların içinden geliyor,
adımlarıyla sokaklara cüret dikiyor.
Korkmuyor.
Yalnız ama eksik değil,
sanki bütün yalnız kadınların kolyesi boynunda
ve her boncuğunda ayrı bir haykırış.
Elinde bir çiçek yok ama
göğsünde hâlâ solmayan bir kasımpatı duruyor,
sevgiliye verilmemiş bir aşk gibi
içinde sakladığı cümleleriyle.
Dükkan kepenkleri kapanmış,
pencerelerde yorgun danteller,
ve sadece birkaç sokak lambası,
kadının içindeki yangını aydınlatmakla meşgul.
Birileri der ki,
"Bir kadın gece yürürse, başına bir şey gelir."
O ise yürür,
başına gelen tek şey,
bir düşün içinde kendini bulmaktır belki.
Bilemezler.
Çantasında annesinden kalma tarak,
bir de yarım kalmış dua var.
O dua ki,
sadece kadınların gecede fısıldadığı
ve yalnız yıldızların bildiği bir dilde yazılmış.
Dizlerinde yara izleri var çocukluğundan,
dudaklarında hâlâ
gizli bir gülümseme:
“Bir daha sorarlarsa,
‘Kimsin sen?’ diye
‘Ben geceyi yürüyerek tamir eden kadınım,’ derim.”
Ve yürür o kadın,
sokakları, korkuları, acıları
birer birer geride bırakır.
Ayakkabılarının altında
bir ülkenin susturulmuş çığlıkları ezilir.
Ama o yürür,
çünkü bilmez durmayı,
çünkü Didem’in de dediği gibi:
“Kadınlar yürürken dua eder,
dualar yürürken kadın olur.”
Kayıt Tarihi : 18.4.2025 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!