Bir kadın tanıdım
Bir kadın tanıdım,akdeniz koyunda
Dudakları pembeydi,tenide beyaz.
Soyulmuş badem içi gibi leziz
Doyumsuzdu tadı, nazlıydı biraz.,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Şiirdeki güzel anlatım tarzına tebrikler...
Şair, hayali olarak güzel bir kadına methiye yazmış. Bu gayet normal birşey. Bence güzel olana güzel demenin bir mahsuru olamaz. Bu bir kadın da olabilir, başka birşeyde olabilir. Ben tebrik ediyorum.
Hz. Âdem'in ilk işi, dünyada Havvâ'sını aramak olmuştu ya. Yani, şiiri aramıştı gözyaşları içinde. Bugün de öyle değil mi? Kimi Havvâ, kimi de hevâ peşinde. Gerçek şiir, Havvâ'yı aramaktı; ama aşkın hakîkî sûretinden yoksun olan zavallıların hevâ ardında koştuğu mâlum.Kadın... Esrâr kapısı önünde varoluşu irdeleme yönteminin eşsiz formülü... Hayâtın, güzelliğin ve zerâfetin sembolü... Sonuçsa, şiir; yani, kadın. Kadın ve güzellik... Havvâ'nın ışığında hevânın gölgede kalışı... İlk aşk ve ilk şiir... Kadında şiirin en derin mânâlarını sezebilmek ve onu anlayabilmek... Onun gözlerinde Rahmân'a nazar etmek... ama kimi havva kimi de heva peşinde...yüreğimle...
Akıcı bir roman okudum.İçinde her hepsi...... vardı.
Bacılık eline saglık hikaye bölümünde ki açıklaman daha güzel selam ve saygılar
'kadınlar saygıya ve sevgiye layık dünyadaki en güzel nimettir bence..kutlarım..selam ve dua ile'
Nedndir bilinmez şirin edebi ve lirik içeriğine pek de dokunulmaz.Bir de şiiri yazan bir bayan şair ise o dem 'yumurtaya kulp takıma'cüretinde bulunulur.
Bu tür artniyetleri şaircikler oldum olası küçük beyinli ve kalp taşıyan kalpsizlerin av bekleyen avcı misali bir davranış bir çaba içindeler.
Eminec'iğim doğrusu bu kadar uzun uzadıye bir açıklama sıkıntısını ,gereği oluşturanlar utansın.
Sen inandığın doğru yoldan devam et.İllaki herkesle aynı ferekansta ve kulvarda olmak zorunda değilsin.
Çünkü sen doğru bir aile terbiyesi almış örf ve ananelerine bağlı nerde durman gerektiğini bilen birisin.Bu sebeple lütfen üzme o güzel yüreğini.
Şiirin için seni kutluyor başarılarının devamını diliyorum.Feride BEKTAŞ
SEVGİLİ EMİNE SENİ YAZINDAN VE CESARETİNDEN VE BU CAMİADA BULUNAN BÜTÜN HANIM ARKADAŞLARIMIZA TERCUMAN OLDUĞUNDAN DOLAYI ALKIŞLIYOR YÜREĞİNDEN ÖPÜYORUM MÜSTESNA ŞİİR DOSTLARIMIZ ALINMASIN....... AMA O KADAR ÇOK KADINI BURDA SADECE..........OBJE OLARAK GÖREN VARKİ ŞAŞIRIYORUM AZ DUYGUSAL VE BİRAZ SAMİMİ OLMANIN ALTINDAKİ İNSAN DEĞERİNİ ÖLÇMEDEN ÖN YARGIYLA YAKLAŞAN NE ÇOK ŞAHIS VAR YAZIK YURDUM İNSANI NE ZAMAN YÜREĞİNİ VE BEYNİNİ GÜZELLEŞTİRECEK
ŞİİRİN HARİKAYDI EVET ÜLKEMİZDE BAZEN KENDİ ÇIKARLARI DEĞERLERİNİ HİÇE SAYMIŞ BÖYLE TOMURCUK GÜLLER VEDE O TOMURCUK GÜLLERİ ÇİĞNEYENLER
O KADAR ÇOKKİ .....YAZIKKİ YAZIK
SELAMLAR KOCANAN YÜREĞİNE
MÜZEYYEN BAŞKIR
Bir kadın tanıdım ally barında
Kadın tomurcuk gül, adam kellifelli
Seçemedim loş ışıklar altında
Tomurcuk gül müydü' adam terli terli
Dost biz erkeklere taş çıkartmışsın, helal olsun. kutluyorum güzel bir şiir di.
Bir kadın tanımıştım, Ankara'da gamzeli
gülülüşünde, şelale, susuşunda hüzün var.
her sabah o köşeye, bakarmısın gamzeli
Ela gözlerde hayat, öfkesinde yürek har.
bu da benden şiir dostu
tebrikler.........
Bu şiir ile ilgili 64 tane yorum bulunmakta