Uluğ Çelik - Bir Kadın Bir Erkek... Şiir ...

Uluğ Çelik
44

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

BİR KADIN BİR ERKEK…

Tuhaf maceralar var hayatta.Asla cevabını bulamayacağımızı sandığımız sorulara cevaplar bulmamıza yardım eden tuhaf maceralar.Yüzüne karton bir maske takmış bir kadın gördüm geçenlerde.Karşısında,aynı maskeden takmış bir adam oturuyordu.Birbirlerinin yüzünü görmüyorlardı ama birbirlerinin yüzlerini biliyorlardı.Onların kim olduklarını bilmeyen bizdik.Birbirlerini sevmişler,birbirlerine aşık olmuşlar,evlenmişlerdi.Mutlu zamanlar geçirmişlerdi.Sonra erkek uzun yolculuklara çıkmaya başlamış,kadın yalnızlığın,ateşsiz odalar gibi insanın içini üşüten soğukluğunu hissetmişti.Aynı yalnızlık erkeği de esir almıştı.Gerçek hayatın soğukluğundan ve yalnızlığından kurtulabilmek için’’sanal’’ bir dünyanın meçhul kalabalığına bırakmışlardı kendilerini.Harfleri yan yana dizerek,madeni pırıltılı bir ekranda kendilerine arkadaşlar aramaya başlamışlardı.Kadın bir adam bulmuştu.Erkek de bir kadın.Erkek karısından,kadın kocasından uzaklaşırken ikisi de yeni buldukları “arkadaşlarına” yaklaşmaya koyulmuştu.Yeni bulduklarına,çoktandır hayatlarından çıkmış hoşluklarını,zekalarını,çekiciliklerini,azgın arzularını gösteriyorlar,gördükleri kadar gösterdiklerinden de etkileniyorlardı.İkisinin hayatında da yeni bir aşk tomurcuklanmıştı.Sonunda erkek tanımadığı yeni aşkının yüzünü merak etmiş,kadından bir resmini göndermesini istemişti.Ekranda,dekolte giysili,şuh bir kadın yüzü belirmişti.Beliren yüz,karısının yüzüydü.Adam ayrılmaya karar vermişti.Birbirlerini sevmişler,birbirlerinden uzaklaşmışlar,milyonlarca insanın içinde dolaştığı bir meçhule dalmışlar ve o milyonlarca insanın içinde yeniden birbirlerini bulup yeniden birbirlerine aşık olmuşlardı.Erkek kendini ihanete uğramış hissediyordu.Karısının onu” aldatmak” için seçtiği erkek yine kendisiydi
Nasıl bir isim vermeliyiz sizce bu maceraya? Bu bir ihanet öyküsü mü yoksa,korkunç bir aşk öyküsü mü? İki insanın ortak hafızası olan ilişkiyi unutup o ilişkiden bağımsız bir macera aradıklarında gene birbirlerine aşık oluyorlardı.Her defasında birbirlerine aşık olabileceklerini görüyorlardı.Niye yan yanayken birbirlerine aşık olmuyorlardı da ancak hafızaları silindiğinde,birbirlerini bir yabancı sandıklarında yeniden ortak sevgilerini yaratıyorlardı? Bir kadınla bir erkek yaklaştıklarında, birbirlerini sevdiklerinde aralarında yeni bir canlı ‘ilişki’ dediğimiz yeni bir varlık doğuyordu; birbirini seven her kadınla her erkek kaçınılmaz olarak iki insandan üç ‘canlı’ çıkartıyorlardı,kendileri ve ilişkileri.Önce,onları birbirine yaklaştıran-ilişki-büyüdükçe sanki onları iki yana itiyor,mutlu anlardan çok mutsuz anlardan beslenerek irileşiyor,ikisinin arasında bir bağ olmaktan çıkıp onların arasında bir duvara dönüşüyordu.Aşılması güç bir duvara.İlişki dediğimiz,iki insanın ortak hafızası.Hafıza,sahibini tehlikelerden korumak için iyiliklerden çok kötülükleri biriktiriyor,acıların,tehlikelerin,öfkelerin altını koyu koyu çiziyor,kuşkuları arttırıyor,kızgınlıkları körüklüyordu.
Biz üç kişiyiz.Ben,sevdiğim ve ilişkimiz.Beni sevdiğime bağlayan ilişki,bir zaman sonra beni sevdiğimden ayırıyor.İlişki olmadığında ben sevdiğimin ruhuna ulaşamıyorum,onunla kaynaşıp tek bir varlık haline dönüşemiyorum,ilişki olduğunda ortak hafızanın lekelerinden sevgimi,kendimi,sevdiğimi koruyamıyorum.Sevgimiz ilişkimizle lekeleniyor.Biz ilişkimizle birbirimizden kopuyoruz.Bizi bağlayan bizi ayırıyor.
Nice aşk yitirdim ben.Onda yok olup onla var olduğum,bana her defasında aşkı,acıyı,sevinci,hayatı ve ölümü yeniden öğreten kadınlar yitirdim.Sevdim.Çok sevdim.Ama sevdiğimi,sevgimi,aramızdaki üçüncü canlıdan,ilişkimizden koruyacak kadar güçlü olamadım.Birçok insan da olamadı.İlişkimiz düşmanımıza dönüştü.
Hafızamız olmasa birbirimize yeniden sevgiyle sarılırdık biliyorum,yeniden tanrıçam olurdu,yeniden onun mabedindeki adak yerine hayatımı yatırırdım.

Tamamını Oku