Geçer gözlerimden bir kadın,
Göğe savrulan kül rengi saçlarında
Sefaletin tarak izleri.
Çatlak elleri
Yaşamışlığının aynası.
Çanaklaşan gözlerinde avuç avuç yaşlar,
Dağılmış yüzünde sımsıcak anne şefkati var.
Çıplak, nasırlı ayaklarında
Dikenli yollarda yürümüşlük.
Bir Kadın!
Fırtınaların konağı,
Acıların en bildik sokağı.
Mutluluğa hepten yabancı.
Dilinde yoksulluğun mırıldanmaları,
Kambur belinde yoksulluğun koca ayakları.
Yoktur acılarının tarihi;
Kimse bilmez öncesini acılarının,
Kimse bilmez sonrasını.
Yoktur yoksulluğun merhameti,
Bindikçe biner omuzuna.
Bir Kadın!
Hüzün örer ilmek ilmek,
Tebessüme kapı aralar
Bulunca kuru bir ekmek.
Yüreğinin yağıyla
Tencereler dolusu açlık pişirir her gün.
Sırtındaki sepetle
Yoksulluk taşır gün ortası.
Kucağındaki hasta bebesine
Fakirliğin ninnisini söyler uyku arası.
Bir Kadın!
Geçince gözlerimden
Enkazdır yüreğim.
Oturtur içime kapkara bir taş,
Süzdürür gözlerimden sıra sıra yaş.
Hiç konuşmaz,
Gözleri dile gelir hep
Sessizliğiyle hiç susmaz.
Suskun diliyle mühürleyip dilimi
Uyandırır yabancılaşmış benliğimi.
Uyandırır insanî kimliğimi.
Kayıt Tarihi : 20.3.2022 22:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!