Bir kaçakçılık öyküsü ve Lice

Şebap Teker
1962 yılında Diyarbakır ili, Lice Doğumlu
247

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

Bir kaçakçılık öyküsü ve Lice

Bir kaçakçılık öyküsüdür benim
Memleketimden bir manzara
Yaşanılmış gerçek olaylardan bir kesit
Hepside bir birine benzer
Bazen Ahmettin öyküsü olu verir
Bazen Ali, bazen de Galip oluverir işte,

Buda bunlardan sadece biri
Kaçak yolundan yetik, canlardan bir can
Hepsi de bizim canlar

Yıl 1970 li yıllar,
Ama hangi yıl bilemiyorum
Mevsimlerden bir bahar mevsimi,
Yer Diyarbakır’ın en meşhur, Lice ilçesi,
İlçenin dörtte üçü, kaçakçı
Bu yoldan geçinir desem,
Abartılmış sayılmam sanırım
Hemen Hemen her kapıda bir at
Amma bildiğiniz yarış atı değil bunlar
Bunlar kaçak atları
Hem yüke dayanır,
Hem de koşmakta hızlıdır bunlar.

Kaçakçılar ise üç kola bölünmüş.
Kimi Afyonculuk yapar,
Kimi silah mermi
Kimiyse adına Cıncıkçı dedikleri cinsinden

Bazen Yükleri Acem halısı olur bunların,
Bazen tavşan kanından Kaçak çay
Bazen Kahve, bazen inci boncuk olur,
Bazen de Sigara kağıdı Vesaire, ve saire

İlçede eskiden beri süre gelen bir laf
Tabi ki Kürtçe
“Wez Lıcime Lıcime, ez bavu kalı xeda tev kaçakçine”
Ben Liceliyim Liceli, babadan dededen beri kaçakçıyım
diye söylene dudur halk arasında

Kaçakçılık zor zanat dostlar,
Uzaktan görüldüğü kadar kolay değil bu iş
Bazen mayın tarasında yürümek vardır,
Bazende Jandarmalarla sınırda
Giri vediği bir ölüm çatışması

Konuşmalar arasında telafuz edildiği kadar da
kolay değildir bu iş.
Bir pamuk ipliğine bağlıdır bütün hayatı.
Ve geride bıraktığı nice canlar,

Verdiği uğraş ne bilirmisiniz
Ve onu bu yola iten ne…?
Canı yok sayarcasına, bir çırpıda,
Tehlikenin kucağına atığı bu can…
Nedir onu bu işe zorlayan ne…?

Her işte bir hayır olduğu gibi,
Her olumsuzlukta da vardır elbet bir neden
Onu bu keşmekeşe iten neden ne
Hiç düşündünüz mü?

Tahmini bile zor gelir bilmeyene
Ne şöhret peşinde koşmaktır onun
Nede bir zenginlik hevesinin peşindedir koştuğu,
Nede bir macera tutkusudur onu zorlayan

Sadece ve ama sadece bir lokma ekmektir onu bu yola koyan
Ve bakmakla mükellef olduğu,
Bilinçsizce yaptığı bir düzine çocuk,
Birde anne ile Babası ve kardeşler
Birde aynı yolda kaybettiği kardeş çocukları
Nasıl bakacak ki bunca nüfus?

Ne bağı var, ne bostanı
Nede bir karış toprak
Bölge beylik, Ağalık bölgesi
Kiminde var üç beş köy
Kiminde ise mezar yeri bile yok

Licelinin önünde iki seçenek
Ya Bey'e boyun eğer, Bey'e çalışır, yari aç
ve onursuzca bir yaşam sürer
Ya da ölüme
Onuruyla ölüme gider kaçak yoluna.
İşte Licelinin de seçtiği bu ikinci yol
Onuruyla ölüme gittiği kaçak yolu

Koskoca bir tarihi eski ilçe
Tamı tamına 4500 yılık
Amma sahipsiz bırakılmış
İlçelerden bir ilçe.
Kader se, aynı kader,
Güneydoğulunun kaderi
Sadece devleti tarafından
Askerlik günü gelince hatırlana bilen.
Ama hiç bir zaman küsmediler devletine,
Taki bıçak kemiğe dayanıncaya kadar misali işte.
Hep sabretti,
Hep şükretti kaderine Liceli.
Asla Umutlarını kaybetmedikleri gibi,
Ve asla Kaderlerine de yenilmediler

Yılar bir birini kovalar, gidense ömürden bir gün,
Kaçıyor sanki yıllar
Yılmadı Liceli,
Her zorluğa rağmen
Okutulan çocuklarını birer birer,
Yıl 1990 lı yılara gelinceye kadar
Ne bey kalmıştı Lice de, ne de Ağalık
Toprak reformdu değildi bu olanlara neden
Gün geçtikçe bilinçlenmiş bu halk,
Boyun eğmediler artık beye,
Ve kaçaktan kazınılanlarla
Bir bir satın alınmıştı o köyler
Sabır ve inanç,
Birde hırsıydı onu bu buruma getiren,
Zaman geldi, kimi sanayici olmuştu,
kimi Baron, kimiyse okumuştu,
Kimi avukat olmuştu, kimi doktor,
Kimide tanınmış bürokrat,

Yıl 2006 Yüzyılın beyin cerrahı çıkmıştı bu ilçeden,
Prof. Dr. Gazi YAŞARGİL gibi,
kimide Afganistanda, NATO temsilcisi olmuştu,
Hikmet ÇETİEN gibi
İşte bir kaçak yolundan bu güne bir yol
İnanç ve hırstı insanlığı bu güne getiren

Şebap der değişmeyen iki şey vardı Lice de,
Ne kaçakçılık isminden kurtula bildi,
Nede haksızlığa karşı kayıtsız kalmayan, yüreğinden
01.07.2006

Şebap Teker
Kayıt Tarihi : 26.7.2006 23:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İsmet Koyuncu
    İsmet Koyuncu

    sevgili gönül dostu şiirinizi hüzünlenerek okudum yazdığınız gerçekleri yıllar önce yılmaz güneyin senaryosunu yazdığı yol filminde seyretmiştim vurulan insanlar bir traktör romorkunun içine atılmış ve köylülere gösteriliyordu oğlunuda kardeşinide görse tanımıyorum diyordu insanlar inan gözlerim dolmuştu o sahnede o insanlar ekmek derdindeydi bunlara göz yumulmalıydı fabrika açmadığın sürece insanları doyurmadığın sürece o insanlar ne yapacak ben diyarbakırı ve diyarbakırlıları seven bir insan olarak orada insanımızın huzur barış ve tok olarak yaşamasını istiyorum bende gelip surların dibinde kebap yemek istiyorum sevgilerimle benden 10 puan

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Şebap Teker