Bir Kaç Tebessüm ve Bir Çok Eşkiya

Tarihe lüzum yok
gelmiştin ve bilmem hangi kadın
dudağını saymayı unutmuşsa
saçlarımda çağlayanlar
saçlarımda ne vakit rüzgar

Gelmeye yanaşmıyorsam
gitmeye de yakışmıyor adımlarım
kapıyı aralık bırakışın ne kadar umudum olmamışsa
kapıyı çarpıp gidişinde kekemeliğim olmadı hiç

Gelmiştin
ve gerektirdiği kadar tüy gıdıklaması
durup kitap başlarında neyi tutabileceksin
sana kalmayan ne ki kaçırdığın filmden
tuhafın ederi yok
sonumuz çünkü mahşer

Doğru ki çağrıldığın yer iki çift laf
kaybettiğin hasat edilmemiş buğdayın çarşısı mıdır
toprağa sıvazlanan ne mavi ne yeşil
o mosmor elimi uzattığım
eteğin yüzümü buruştururken
ve sayıklarken bir düşü
beni unut!

(Mayıs 2001 Konya)