Birkaç saat ver bana
Çarpılırken metrisin kapıları
Ardı ardına,
Dışarıda bırakmışken
Gün yüzünü sevdiceğinin.
Elma kokuları yayılırken anayurdun dört bir yanına,
Bazlamalar yeni konmuşken
Narı vicdan yakan
Tezek ocaklarına…
Ah güneş,
Ah İstanbul,
Budar kader olmamalı,
Haykırmalı dudaklar.
Yaşlanmamalı
Yolunda bir yürüdüğümüz
Sokaklar…
Rahatsın sen içeride
Ben dışarıda rahatsız…
En çok hatırlamak koyuyor
Kardeşim seni, şu görüş gününde
Birdenbire, apansız…
Bir tutam toprak,
Bir tohum çimen,
Birde papatya,
Doğum günü
Armağanım olsun sana…
Düşünme buraları
Yolunu gözlüyor
Özlem,
Fabrikada iğne tutan elleri
Nakışlara işliyor
Geceleri seni…
Belli etmese de ağlıyor
06.00 minibüsünde…
Bir elinde simit
Diğerinde yanağı
Görüş günlerine geliyor…
Birkaç saat ver bana…
Çarpılırken metrisin kapıları
Tüyü bitmemiş suratlara…
Doyamadıklarıma
Doyayım
Hiç acıkmamışçasına…
Biter mahkemen bir gün
Bir yürek sorar sana suçunu
Kader der geçersin
Tespihler işlersin
Binlerce boncuktan
An olur
İnsanlığından bezersin
Almaz içini, içeri de
Pervazına konan ak güvercinle
Bu ellerden göçersin…
Kayıt Tarihi : 17.1.2007 22:30:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Vahit Kemal Kısa](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/01/17/bir-kac-saat.jpg)
TÜM YORUMLAR (2)