İstanbul, yine seviştiğimiz günlerdeki gibi, biliyorum,
Güneşin rengindeki hüzün, benim kuruntum.
Bana öyle geliyor, yoksa neden ağlasın
Sabah akşam beraber gülüştüğümüz kuşlar? ..
Ben, ömrümün en güzel baharını yitirdim,
Sen, yeryüzündeki sevgilerin en umutlusunu.
Oysa,bu rüzgâr,sadece senin saçlarını uçuştururdu hafiften,beni hiç
üşütmezdi ve bu güneş,daha bir parlak ışırdı seninle beraberken.
..........Neden yoksun ki? ....
*
Böylesine derin sevgilere hüzün düşmese...
Bütün şiirleriniz gibi yine son derece nitelikli bir şiirdi içinde kendimden çok şey bulduğum sevgiyi ve hüznü derinden hissettiğim...
Tebrik ediyorum efendim tüm içtenliğim ve saygılarımla.
Nefesimi tutarak bir çırpıda okudum,hayran oldum..bu ne fevkalade bir sevgi ve sevgiye yazılmış şiir ANT+TAM puanla kutluyorum sizi saygılarımla..nevzat uçar.
SAYIN BEŞKESE,
ANLARDAN TABLO ÇİZMİŞ DİZELERİNİZ... KUTLUYORUM EFENDİM...SAYGILAR
İstanbul,yine seviştiğimiz günlerdeki gibi,biliyorum,
Güneşin rengindeki hüzün,benim kuruntum.
Bana öyle geliyor,yoksa neden ağlasın
Sabah akşam beraber gülüştüğümüz kuşlar? ..
Ben,ömrümün en güzel baharını yitirdim,
Sen,yeryüzündeki sevgilerin en umutlusunu.
Bir yol vardı; elele koşardık,
Bir ağaç vardı; her derdimizden anlar,
Bir yer vardı; karanlık mı karanlık
Koca şehrin ortasında biz bize kalırdık...
Sana 'Neden gittin? ' diyebilirim;
Gitmek benim hakkımdı biliyorsun
Ama ben gitmemeliydim;
Sen,'şiir yazamam' diyorsun...
Bakma böyle şeyler karaladığıma,
Sevmekten falan değil bu lâflar.
İstanbul'u sorarsan; eski hamam,eski tas,
Beni sorarsan...
Sorabilir misin ki? ...
Güvertede yıldızları seyrediyorum...
Her gece,bilsen kaç posta sokağından geçiyorum.
..........İnanma sakın,geçemem;
Geçememeye mahkûm edildim.
Bilmem,bilir misin,'utanmak' derler;
Benimki,kendi kendimden,
Seninki,bütün bu şehirden olsa gerek...
Güvertede yıldızları seyrediyorum...
Denizlerin dibine adını yazdım.
Adını yazdığım kuru değnekten
Aklıma ne geldi,bilir misin? ;
Ada'da sana kopardığım bahar açmış badem dalı...
Bütün bademlere,bütün baharlara ve sana
Lânet mi bilmem,birşey geldi aklıma.
Dibine adını yazdığım denizlerin üstüne
Katran gibi döktüm lânetimi,
Üstüne adını yazdım...
Sahil görünmez oldu artık,
Nereye baksam,o katranlanmış deniz.
Her soluğumda,katran kokusuyla karışık
-Utanıyorum taşımaya-sevginden bir iz...
Neden böyle öldüresiye dikleşti yokuşlar?
İstanbul,yine seviştiğimiz günlerdeki gibi,biliyorum,
Güneşin rengindeki hüzün benim kuruntum.
Bana öyle geliyor,yoksa neden ağlasın
Sabah akşam beraber gülüştüğümüz
sn ünal bey....
nasıl bir yürek nasıl bir kalem hayır bunu demiyeceğim çünkü bir gönül adamı bir sevda vurgunu belki yarım kalmış bir sevda masalı onun gönlünde ve evet yazdırıyor işte....
zamanımızın sevdalarımı başkaydı ....
CEZMİ ERSÖZ bir kitabının adı vede içindeki bir şiirinin şöyle der.....
...Derinliğine kimse sevgili olamadı.....
ahhh dost çalıntı hayat bizimkisi..kutluyorum yürek kaleminizi...sevgiyle.
müzeyyen başkır
sıcacık,buğu buğu sevgi kokan şiirin hoş..Akıcı,anlam bütünlüğü iyi işlenmiş,mesaj okuyucuya net verilmiş..Başarılı bir çalışma olmuş..Tebrik ediyor,saygılarımı sunuyorum..
+10 puan
--------------------
çok değerli bir eser çok ....nostalji...kutluyorum sn beşkeşe
müzeyyen başkır
Ne kadar güzel bir anlatım sevdayı
ve derinliği sevginin ...ve Hüznün...
Ne kadar güzeldi Ünal Bey...
Çok içten ve derinden gelen hüzün kokulu bir şiir kaleminize sağlık,gönülden tebrikler
Mesut Özbek
Sevgiliye özlemle yanan yüreğin sığındığı yalnızlığında duyumsadığı hüzünlü betimlemeler çok güzeldi, kutlarım. Sevgilerimle esen kalın!(10on)
Beğeniyle okudum.Kutluyorum.
Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 25 tane yorum bulunmakta