Av avlamak kolaydır da,
“Hav hav” lamak pek zor iştir.
Tüfek patlar,
Av süzülür yere düşer,
Avcı avıyla şişerken
Av toplamak havhava düşer...
Ama, iyi “havhav” olmak için,
bir oturup, bin düşünmeli:
Bir seçkin kapı belirlemeli önce;
Bir yığın yaltaklanma,
Bir yığın hüner sergilemeli;
Sezdirmiyecek kadar akıl kullanıp,
Seçimi avcı yapıyor belletmeli.
Öyleki, dışardan seyredenlere
“ akılda avcıyı geçiyor” dedirtmeli.
Ki, avcı “havhav”ını seçsin,
“Kendim aradım da buldum” bellesin
Asil “havhav” kapısını bulunca,
O kapı yıkılmaz olmalı artık.
Çünkü, havlarsa bir yaratık,
Tek bir kapı için havlamalı.
O kapı yıkıldığında da,
-sahibiyle-
o kapının altında
birlikte kalmalı.
Çünkü,
İllaki “havhav” olmak gerekse,
Gelmiş- geçmiş en asil “havhav” olmalı...
Kendine,
Hergün üç kapı değiştiren
insanın rezilliğini
örnek almalı...
10 Şubat 2002
Mehmet KaraKayıt Tarihi : 27.10.2004 00:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!