Onu ilk defa iki yıl önce görmüştüm.Bardaktan boşanırcasına yağmurun olduğu bir sabah,çalıştırdığım büfenin elli metre kadar ilerisinde tren bekliyordu.Islanmayı hiç dert ettiği yoktu,yağan yağmur uzun siyah saçlarını pardüsesine yapıştırmış,elinden bırakmadığı deri çantasıyla yarım saate yakın aynı yerde durmuş,inatla istasyonun kapalı alanına girmemişti.
Çok fazla insan yoktu o gün istasyonda,sabah saatlerinde genelde dolu olan Şirinyer istasyonu,yağmurunda etkisiyle,o cumartesi tek tük yolculara kalmıştı.Böyle günlerde çay,poğaça satışlarım çok düşüyor öğlene sarkan poğaçalarımı boyacı çocuklara,dilencilere, dağıtıyordum.Demlediğim çaydanda birkaç bardak kendim içmiş gerisini dökmemekte direniyordum.
Bir ara aniden dönüp büfeme doğru gelmeye başladı, sebebini bilmediğim bir heyecan içindeydim.Yirmili yaşları henüz geride bırakmış, otuzuda çok geçmemiş olduğu çok açık belli oluyordu.Giyim tarzı,kendinden emin hareketleri,yürüyüşündeki kararlılık, yaklaştıkça dahada belirginleşen diri vücut hatlarıyla,canlı saçlarıyla,pürüzsüz yüzüyle birleşince,genç kızlıktan,olgun bir hanımefendiliğe geçtiği aşikardı.Büfemin dayanağına dirseğini dayayıp,''bir çay,bir paket kısa samsun'' dediğinde sesininde en az yüzü kadar güzel olduğunu farkediyordum. Hemen ufacık büfemde beni sıkıştırmaktan başka bir işe yaramayan taburelerden bir tanesini dışarı çıkarıp'' oturmazmısınız,çok ıslandınız'' demiştim,oturacağını hiç ummuyordum,ama oturmuştu.Çayını ve sigarasını verdim,çayı elinden yere koyup,sigarayı açtı,çakmağını çıkardı,çaktı almadı,birdaha çaktı yine almadı,belliki yağmurda ıslanmıştı.Daha fazla yormayıp çakmağımla sigarasını yakmaya davrandım,sert bir bakış attıktan sonra elimde çakmağı alıp kendisi yakmıştı sigarayı.''Beyfendi büfecimisiniz,akut ekibimi,bu kadar yardım sever olmanız takdire şayan fakat bu taburede oturan bir adam olsaydı aynı inceliği gösterecekmiydiniz çok merak ediyorum '' dedikten sonra hızla kalkmıştı. Çayı bile yarım bırakıp öfkeli öfkeli geldiği yöne yürümüş,yine aynı noktada treni beklemeye başlamıştı.
Bu seferki bekleyişi fazla uzun sürmemiş, Şirinyer'den,hava alanına gidecek olan tren gelmişti,hızlı adımlarla vagonun açılan kapısından içeri girip gözden kaybolana kadar ona bakmış,birdaha ne zaman karşılaşırız acaba diye düşünmüştüm.Oanda bilmiyordum onunla neden tekrar karşılaşmak istediğimi, yarattığım yapışkan,fırsatçı erkek karakterini silmek içinmi,ona yaptığı saygısızlığın hesabını sormak içinmi,yoksa ondan hoşlandığım içinmi,ama istiyordum işte.
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta