Hastahanede geçen iki günün sonunda, tekrar büfeme dönmüştüm.Annesini hiç görmemiştim.Taburcu olacağı gün artık bana gerek kalmadığını,eve kendilerinin gidebileceğini söyleyip,benim hastaneden ayrılabileceğimi söylemişti.İtiraz ettimsede,annesinin yanlış anlamasından çekindiğini söyleyince diyecek lafım kalmamıştı.Öyle ya bekar kız, tereddüt ediyor olabilirdi.
İlerleyen günlerde arkadaşlığımız daha samimi olmaya başlamıştı.Artık akşamlarıda büfeye uğruyor,günde en az bir saatini benim büfede geçiriyordu.Ona çok alışmıştım.Öyleki bir aksilik olsada bir gün göremesem özlüyor,merak ediyordum.Oda aynı benim gibi hissediyordu sanırım,çünki bir gün gelemese yada gecikse telefon açıp sebebini söylüyordu.Adını koyamasakta sevgili olma yolunda ilerliyorduk.En azından ben öyle sanıyordum.
Altı ay kadar sürdü arkadaşlığımız,ve artık istasyondaki daimi çalışanların hepsi bizi sevgili sanıyorlardı.Güvenlik personeli,temizlik işçileri,bilet gişeşindeki kız,hepsi ama hepsi,Nefes köşeden göründüğü zaman bana müjde verir gibi hareketler yapıyorlar,yakınımda olanlar geliyor abi seninki diye haber bile veriyorlardı.
Sonra birgün Nefes gelmedi istasyona.Daha öncede gelmediği olmuştu ama o gün telefonda etmedi.Akşamüstü ben aradım ulaşamadım.Ertesi gün,ve daha ertesi gün içimi kemiren bir merak,endişe,üzüntü,ve özlemle bekledim gelmesini.Ama gelmedi,evini tam bilmiyordum,bir kaç sefer sorduysamda açık adres vermemiş'' ya şurda Çaldıran'da oturuyoruz'' demişti.
Üçüncü günün akşamında da gelmeyince,ertesi sabah soluğu Çaldıran mahallesinde almıştım,sokaklarda gördüğüm teyzelere soruyordum,tanıyan çıkmıyordu.Çocuklara tarif ediyordum görmediklerini söylüyorlardı.Sanki hiç o mahallede oturmamış gibi bir izlenime kapılmıştım,Hava alanında çalışan,annesi kalp hastası bir genç kızı,helede o kadar güzel bir genç kızı kimsenin tanımamasına imkan yoktu.
.Marketlere,eczacıya,herkese,sormuştum katiyyen tanımıyorlardı.
Tek yol havaalanına gitmek diye düşünüp,hava alanına gittiğimdeyse tam bir hayal kırıklığıyla karşılaşmıştım.Oturduğum yer diye başka mahalle söylemesini annesinden,çevreden çekinebileceğine yormuştum.Ama altı aydır her sabah işe gidiyorum diye trene binip gittiği hava alanında da hiç kimse kendisi tanımayınca şok omuştum.Güvenliğe,polise,temizlikçilere,hatta özel şirketler bile sormuştum,ama hiç kimse hakkında en ufak bir şey bilmiyordu.
Günler süren araştırmalarım sonunda edindiğim tek bilgi ne oldu biliyormusunuz, her gün hava alanına gidiyorum diye bindiği trenden bir istasyon sonra indiği.Onuda biletçilerden öğrenebilmiştim,uzun sorgular sonunda.
Şimdi bu sabah bütün İzmir polisini buraya döken,belkide yüzlerce kişinin ölmüne sebep olabilek bir patlamaya,canlı bombalık yapan bu kıza aşıktım ben.Bir istasyon şahitti onun gözlerinin güzelliğine,ve ben tam bir buçuk yıldır onu bekliyordum bu istasyonda bir daha gelir ümidiyle.Gelişinin böyle olacağını bilseydim istemezdim gelmesini.Bana anlattığı tek gerçek annesinin kalp hastası olduğuymuş sanırım,çünki kendiside tam bombayı patlatacakken heyecandan kalp krizi geçirip ölmüş.Ekipler üzerinden bombayı alıp,gazeteyle üzerini örttüler,ve yarın gazeteler,İzmir Şirinyer tren istasyonuna eylem yapmakla görevlendirilen bir kadın militanın, kalp krizinden öldüğünü yazacak.Gazeteler kod adı Nefes diyecekler ve belki ben hiç öğrenemeyeceğim aşık olduğum kadının gerçek adını.Ve büyük puntolarla yazmayacaklar benim bir militana aşık olduğumu.
Aşk böyle birşey iste,Bir istasyonda başlar belki,yada bir trende, bittiği yer ancak bir cesedin kapatılan yüzünde saklıdır.Çünki oradadır ölümün soğukluğu,ve çıkaramazsanız aşklardan ölümü,bir istasyon şahit olsada aşık olduğunuz militanın gözlerinin güzelliğine,ağır basan bir aşkınız vardır sizin gerçek bir Türk gibi görüyorsanız kendinizi.Oda vatan sevgisi.O bombayı patlatabilseydi Nefes,ve öldürebilseyi kendisiyle beraber yüzlerce insanı,ben belki en çok onun ölümüne üzülecektim,o insanlar içinde,çünki bir tek ona aşıktım ben.Ama asla o üzüntü şu an o bombayı patlatamadan ölmesine sevindiğim kadar büyük olamazdı elbette.Karmaşık duygular içinde bir vatan hainine aşık olduğum için kendime kızarken,
Tanrının büyüklüğünü birkez daha kabul ediyorum huzurunuzda,ve aşkın tanrının insanlara hiçbir ayrım yapmadan verdiği enbüyük yaşam gücü olduğunu görüyorum.Bir teröristi,bir askeri,bir dilenciyi,bir padişahı,kısacası nefes alıp veren hiç bir insanı ayırmadan donattığı bu kutsal yeti öyle acayip birşeyki,adama vatandan caymayı bile düşündürür.
O hale gelmeden kaçtığı için benden Teşekkür ediyorum Nefese.
Şu an yine Şirinyer tren istasyonunda büfe çalıştırmaya devam ediyorum,ama artık her kısa samsun istediklerinde müşterilerim,bir Nefes'te ben çekiyorum taaaa yüreğime.
Serhat ÇalışkanKayıt Tarihi : 11.11.2009 23:35:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!