Daha kırk günlük iken düşmüşüm ocağına
Kendim bildim bileli kapılmışım sevdana
Bu öyle bir sevda ki, anca sığar destana
Yedi tepe üstünde mukim şehr-i sultana.
Şehirlerin sultanı büyüler her insanı
korumak için Bizans surla örmüş her yanı
Merhametsiz karanlık içindeyim
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Devamını Oku
Ne zaman güneş doğacak bilmiyorum
Mavi denizlere mor dağlara karşı
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
Bildiğim bir şarki var onu söylüyorum
İstanbulu ve tarihini çok güzel anlatmışsınız,tam puan ile antolojimde.
Istanbul üzerin yazılan güzel çalışmalardan birisi. Başarınızı kutluyorum.
bir gün gelecek ki yaşananları
tanıkşlık yapacak tüm insanları
insanlığa sunacağız bunları
dünyanın başkenti İstanbulumuz
gezgin bir derviş misali istanbulu geze geze doya doya dolaa saygın kaleminin saydığ güzellikler bir türlü bitmiyor yüreğini sevgiyle selamlıyorum üstad saygılarımla
Masal gibi bir şehre masal gibi bir şiir...Çok güzel.
Kutluyorum.
Saygıyla...
Hergün bir köşesine 'çılgın' hançerler vurulan İstanbul'a saygı adına çok güzel bir çalışma...
Kuutluyorum sayın Mustafa katırcı...
hoacam isatnbul aşkı bir aşk yüreginize saglık saygılaırmla
Dolu dolu bir şiir.Harika olmuş, yürekten dökülen duygu yogunlugunu kalem çok iyi işlemiş, yansıtmış. İstanbul aslında Dünya'nın baş kenti olabilecek güzellikte..Kutluyorum...Selam ve sevgilerimle.
Yazan kaleminize paylaşan yüreğinize sağlık
Mustafa Bey!
dolu dolu yüreğine sağlık kaeminiz daim ve kavi olsun saygı ve muhabbetlerimle
buda benimki
Bre İstanbul!
Ey İstanbul! Ben ki burçlarına hilâli diktim,
Uğruna civan mert yiğitlerimle kanlar döktüm,
Senin yollarına bin bir renkten çiçekler ektim,
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Ol hasret-i aşkınla yandım yandım da kavruldum,
Gazadan gazaya cepheden cepheye savruldum,
Yıllar yılı nar-ı ateş-i aşkınla yoğruldum,
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Bilirim yıllar yılı hasretle beni bekledin,
Muratla güne gün, aya ay, yıla yıl ekledin,
Yüreğinde sevda sevda cehennemleri sakladın,
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Nice nice serdarlar sevdanla yandı tutuştu,
Alperenler, bahadırlar senin için vuruştu,
Ol bezm-i yarenler Eyyüp Sultan ile buluştu,
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Ahİstanbul! sen yok musun, yoksa sen hiç yok musun?
Yoksa koskoca Fatih-i İstanbul’a çok musun?
Yoksa sen ehl-i cehle Hakkı Huda’dan hak mısın?
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Göklerde yankılandı Ezan-ı Muhammediye
Gözlerimizden kalktı perde uzandık Kabe’ye
Biz kapandık Ayasofya’da seninle secdeye,
Bre İstanbul! Aç göynün Fatih benim, ben Fatihim.
Şükür kavuştum sana, sen de kavuştun ya bana,
Ben ki seninle hükmettim tüm çağlar-ı cihana,
Selam olsun hocam Yesevi, dedem Oğuz hana,
Bre İstanbul! Hünkâr-ı Fatih benim, ben Fatihim.
Bilal Özcan
merhaba
İSTANBULU..çok güzel anlatmışsınız sanki bir tablo gibi görmek mümkün
teşekkürler
Bu şiir ile ilgili 40 tane yorum bulunmakta