BİR İSTANBUL HÜLYASI
Yedi tepe üstünde bir mekân, meçhul bir zaman,
Arama Kaf dağında İstanbul karşında duran.
Güneş kaybolurken ufukta kan kızıllığıyla,
Boğaza en güzel aşk nameleri okuyordu o an.
Martı çığlıkları eşlik ediyordu bu aşk bestesine,
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim