bir ıslık çal
şart değil bişeye benzemesi
zaten şu aralar
ne
bişeye benziyor ki...
orada derim,ben duyarım
Sokakta karşılaştım.
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Devamını Oku
Satarken güllerini,
Alırken alın terini.
Yırtıktı elbisesi,
Ayağında terliği.
Üretken koca yürek.
Yine bir Abdurrahim Kahraman şiiriyle,
Bir ıslık çaldın uzaklardan.
Geldi başkentte kadar.
Bir akşamüstü.
Bin ıslık da benden sana dostum buralardan.
Bir yüksek binanın pencerelerinden.
Bir ıslık da ben sana dostum.
Şimdi nerdedir, ne yapıyordur acaba?
Vakit akşamdır. Pencere önünde oturmaktadır. Yalnızdır. Ah kapımın zili çalsa. Uzaklardadır, bekliyordur, ah postadan bir mektup çıksa.
Sait Faik sokakta yürümektedir. Hep duyar o sesi:
Hişt Hişt. Ah yürürken arkadan bir hişt diyen olsa.
Şu sıralar her şey hiç bir şeye benzemiyor.
Varsın öyle olsun.
Sen yeter ki, bir ıslık çal uzaklarda olsan da. Duyarım ben. Ruhum canlanır o ıslıkla, cılız da olsa, hatta ıslık çalmasını bilmiyorsan bile, çalar gibi yap, duyarım ben.
Ve bir ıslık da ben çalarım. Ödeşmiş mi oluruz?
Sen bir ıslık çal nerede olursan ol, bak ben hazırım.
Çaldığım ıslığa;
Ezberimdeki tek bir türkü de karışacak, çatlak dudaklarımdan süzülerek sana gözlerini geri getirecek, gözlerinden dem vuracak, gözlerin uzun hava olunca, çatlıyor dudaklarım söylerken. Sen bir ıslık çal yeter ki. Çatlak dudaklarıma kazınmış türkünün 'başlat' butonu olacaktır ıslığın.
Belki karşı ıslık çalarken geçecektir dudağımın çatlağı. Sen yeter ki bir ıslık çal, yaşıyor ben demiş ol.
Hani yükseklerde, dağlarda gezinmekteysen gördüysen biçare beni oralarda, taşları yuvarla sen.
İri kayaların altında kalayım istersen, küçük taşları böcekler gibi severim. Yeter ki üstüme doğru yuvarladığın taşlardan olsun. Bilmiş olurum yaşadığını, bana karşı refleksini.
Dudaklarım çatlak ıslık ürpertilerinin yoksunluğundan. Gözlerin su, dudaklarım çatlak, çatlak dudaklara su ilaç olur mu, ıslıklar bilir. Sen gözlerin gözlerin ıslık çal.
Bır ıslık yeter mi ki, diye sorma sakın.
Yeter yeter, çatlak topraklara dolan nehirler gibi.
Sen yeter ki bir ıslık çal.
bir ıslık çal
şart değil bişeye benzemesi
zaten şu aralar
ne
bişeye benziyor ki...
orada derim,ben duyarım
oh be derim
bi ıslık da ben çalarım
bişeye benzemeyen
yürürüm akyüzünyukarısına güvenimin
tek türküm
tek ezberim
çatlak dudaklarımda
uzun hava gözlerin
yuvarla taşları ki
irisinden sineyim,küçüğünü seveyim
orada, tepemde derim
oh be derim
ne küser ne gücenirim
yürürüm ak yüzünyukarısına güvenimin
tek öyküm
tek meselim
çatlak dudaklarımda
bir damla su gözlerin
bir ıslık çal
şart değil bi şeye benzemesi
zaten şu aralar
ne
bişeye benziyor ki
gözlerinde olmasa
güvendiğim dağlarda...
helal olsun abi.....saygılar
Çatlak dudaklarımda bir damla su gözlerin.. abi burası bana fazla geldi.. şimdi of çekecem ne dağ bırakacağım arkamda ne de deniz.. gözler yollar aşırır, bendinden taşırır.. onlarca söz söylendi gözlere ama; ben yukarıdaki satırları tuttum..
çatlak dudaklarımda
bir damla su gözlerin
tebriklerimle. saygılar abi. Cumhur Karaca
Bu şiir ile ilgili 14 tane yorum bulunmakta