Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Bir is var bu isin içinde.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
ustalara saygısızlık etmiyelim sevgili şiir dostları
ustalara saygısızlık etmiyelim sevgili şiir dostları
yapılan yorum okudum ve mrk ediorm bi şiir için yorum yaparken önemsenmesi gerekenler şeyler nelerdir? saygılar
yorum fukarası
Orhan Veli şiirini değerlendirirken, aradan geçen yıllar içerisinde değişen, gelişen şiir serüvenini göz önünde tutmadan bunu yapmak Orhan Veli’ye, onun şiirine haksızlık olur. Bu haksızlık ona yapılıyor çünkü. Şiirinin yalınlığı, çıplaklığı eleştiriliyor. O günlerde ünlü Fransız şairlerin etkisi altında kaldığı söyleniyor. Bana başka şairlerden etkilenmemiş tek bir şair gösterebilir misiniz? Ayrıca, Orhan Veli’de bir yabancılık göremiyorum. Kaç şair İstanbul’u onun kadar apaçık dizeleyebilmiştir? Orhan Veli şiirinin duygularımızı etkileyen olumlu yönü de çok güçlüdür. İnsana yepyeni heyecanlar katar. Canlandırır. Bütün şiirlerinde bize: sevgiyi, aşkı, hüznü; hayata olan bağlılığı, var olmanın güzelliğini sezdirir. Adeta duygularımızı resimler şiirleri. Seçtiği imgeler ışıltılı, rengârenk, cıvıl cıvıldır. Dizelerindeki derin görselliği hepimize sevdirir. İnsanı kasvet içinde bırakan arabeski bulamazsınız onun şiirlerinde.
Kim ne derse desin Orhan Veli, Türk Şiiri’nin olmazsa olmazıdır, şairlere esin kaynağı olmaya devam edecektir
Her yer zümrüt ;mevsim bahar veya yaz mıydı ?...Hava sâkin,güneş parlak,bulut az mıydı ?...Bir matmazel göz mü kırptı sana gizlice ;Cebin dolu,miğden dolu olamaz mıydı ?...///Herşey göze hoş görünür böyle hallerde...Sevdiğini sardıysan kuytu mahallerde...Elbet dersin,bunda şaşılacak birşey var ;Şaşma,bunlar olmaz sâdece hayallerde...///Emekçi,sâde suya tirit yapmış,ne denir...Aşçı çok meşhursa,yemek yal olsa yenir...Gâye :çiğ balığı işleyip,suşi yapmak ;Bu bir yarış,reklamcısı olmayan elenir...
Arasıra fark etmiş şair..ara-sıra..!
Üzüm kokar şiirleriniz...her dem bağından,taptaze
Bir iş var siz de
Unutulmaz bir tat
Ömrün uzun olsun
Üstad.
Harika bir şiir
Bu şiirde aşkı sezinleyen ancak aşıklardır.Bu şiirde aşktan çok üstün birşeyler var.
Ne mutlu onu görenlere.
Ve sanmıyorum onu görecek ancak üç beş kişi çıkar.
Saygılar.
Bir beyaz şiir.
Ben derinlerde yatan msj aldım.Umarım sizlerde alırsınız!
Orhan Velinin bu konudan habersiz oldugunu düşünüyordum bu şiirine kadar.
Meğer benim bildiklerimi Orhan Velide bilirmiş.:)
Bu şiir ile ilgili 37 tane yorum bulunmakta