Bir Irmağı Nasıl Akarım Kendi Bedenime S ...

Lütfi Kireçci
222

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

Bir Irmağı Nasıl Akarım Kendi Bedenime Sığmayan Ölülerle

Bir ırmağı nasıl akarım kendi bedenime sığmayan ölülerle
Nasıl ay ışığı toplarım evlerin çatıları uçarken gökyüzüne,
Gece putları devrilir ehramın şehrin küllerinden bir eşkıya türer,
Ağaç köklerini salar gökyüzüne, gökyüzünde kıyamet provası
Kuşlar gözlerini kapar uçarken, karınca dağı yükler kelebek kanatlarına,
Mavi bir örümcek ağ örerken leylakların kokusundan aysız akşamlara,
Uçurtması fosforlu bir dünyadır çocukların kravat takmadığım
Günlerin anısına ve dik duruşumdan haylaz çocuklar fırlar yatağından,
Biliyorum ne yerdedir, ne gökte, ağzımın kıvrımlarına çekilen şehir

Şimdi içimde patlayan yanardağlara tehir,
Geceyi aralıyorum rüzgârın penceresinden,
Yılanlar gömlek değiştirirken yaktığım şiirlerden,
Bir dağ konuşur, dikiş tutmaz akan gözyaşı ırmağı,
Atımın nalları altında değirmene gidip un eleyen krallar,
Büyüdükçe burun deliklerinden içeri giren sivrisinekler,
Gürültüler mıhlanır kafalarına, susturmaz acılarını tokmak sesleri,

Kibirden çatlayan heykeller gördüm çıplak insanın kulübesinde,
Neyin vardı yorgunluktan başka kuşlara sunacak uzayan saçlarından,
Doğuda doğan çocukları ehramlarına kurban ederken, yaşlarını küçültüp kiminin
Hiç düşünmedin sakallarına oturacak bir kışın kardan adamlarını,

Bizim yalnızlığımız uzamaz elbet çamlıca sırtlarına,
Eyüp sultandan yukarı uzatsak başımızı arşa değer,
Bize belki bir hoş geldin diyen olur Karacaahmet sakinlerinden
Sen kafanı sokacak bir delik ara akrep yada fosseptik çukurlarından,
Ne bileyim tez kavuş kızıl denizde boğulan amcana,

Bir ırmağı nasıl akarım kendi bedenime sığmayan ölülerle
Tepemize yağan yağmurlar taş kesilmeden önce, nereye götürürüm
Karanlıktan kaçırdığım kuşlarımı, nereye iltica ederim, kendi tabutumdan
Dik duruşlu günlerin anısına büyüsün istiyorum içimdeki haylaz çocuklar.
Ben kendi tabutumu taşımaya geldim,
Yüzme bilmeyen adamlar boğulmadan sığ sularda,

Şimdi oturup içimdeki yılgı atlarını öldürüyorum,
Köleler doğururken şafak şehrin üstüne,
Ah bir haykırabilsem bütün gürültüleri boğup yastık altından
Soluklar tükenmeden, martılar tırmalamadan karanlığı,
Yada taşıyamaz olmadan yükümü zemheride gelen fiyakalı bir ölüm.

Lütfi Kireçci
Kayıt Tarihi : 18.5.2007 19:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Lütfi Kireçci