Yazdım dertlerimi boş sayfalara,
Anlattım sıkıntılarımı sağırlara,
Gösterdim kendimi kör insanlara,
Anlamadılar, duymadılar, görmediler.
Koydum ayağımın altına tabureyi,
Bağladım sıkıca boğazıma urganı,
Sallandırdım kendimi, attım ileri,
Tabure kırıldı, ip koptu, ölmedim.
Ölmeyi beceremedim, yaşayayım dedim,
Sabahın ilk ışıklarıyla ayaklandım,
Bir sahile gideyim, kaya da oturayım dedim,
Dalgalar fışkırdı üstüme, ıslandım.
Oturmayı beceremedim, yürüyeyim dedim,
Daha üstüm bile kurumamışken taşa takıldım,
Artık eve gitmeliyim, kalkayım yerden dedim,
Yediğim soğuk rüzgardan bir de hastalandım.
Yorgun argın eve vardım, sahilde üşütmüşüm,
Üstüm başım ıslak, öylece ayakta dikilmişim,
Isınmak için açtığım peteğe yapışmışım,
Doğal gazı da kesmişler, yine beş parasızım.
Kat kat yorganlar altına attım kendimi,
Yoruldum, uykuya kapattım gözlerimi,
Kapıma vurma sesleriyle açtım gözlerimi,
Ev sahibi kapıma dayanmış, kira günü geçti.
İşsizim tabi, ben her zaman ki gibi,
Duymuyor amca, ödeyeceğim sözlerimi,
Atı verecekmiş dışarı, beni hiç dinlemedi,
Midem de gururluyor, ne edeceğim ben şimdi.
Attım kendimi sokağa, geçeceğim yoldan karşıya,
Araba çarpsa da yatsam, sıcak hastane odasında,
Hem karnımı da doyururum, bir tas sıcak çorbayla,
Demeye kalmadı, pat, siyah bir cip tosladı bana.
Gözümü açtım, hastane koridorlarında, sedyede,
Telaşlı yüzler taşıyor beni yoğun bakım ünitesine,
Ben ağrılar içinde sızlarken, mutluluğun ötesinde,
Odamı merak ediyorum, ne var acaba yemekte.
Narkozun etkisinden çıkmışım, kendime geliyorum,
Dört kaburga kemiğimin kırıldığını öğreniyorum,
Bir yandan bana çarpan araç sahibine bakıyorum,
Adamın “Nasılsın kardeşim?” dediğini duyuyorum.
“İyiyim bey amca, iyiyim, ne oldu bana?”
Amca diyor, “Arabamla çarptım sana.”
Ekliyor, “Kimin, kimsen var mı buralarda?”
Ben yalnızım, “Bey amca” diyorum ona.
Bey amca tüm eksiklerimi karşıladı,
İyileşene kadar beni hastanede baktı,
Üstüne bir de beni şirketinde işe aldı,
Artık hayatım yoluna girmeye başladı.
Cana kıymak da neymiş, can tatlıymış,
Boş durmak da neymiş, çalışmak güzelmiş,
Parasızlık da neymiş, paranın olması farklıymış,
Mutluluk, karanlıklar içinden aydınlığa ulaşmakmış.
Umudunu yitirme sakın, intihara yeltenme,
Bu bir uydurma hikaye, sakın buna inanma,
Düştüğünde seni kaldıracak birini bekleme,
İçinde verdiğin savaşları sakın kaybetme.
Seni kurtarmaya kimse gelmeyecek,
Kendinden başkası sana destek vermeyecek,
Sen gülmezsen kimse seni güldürmeyecek,
Güçlü olmazsan sana kimse güç vermeyecek.
Artık yatmaya son ver,
Seni üzen insanları boşver,
Senle olmayana yol ver,
Hayatına yön ver, şekil ver,
Sonra geç bir köşeye otur, koltuğuna olanları izle.
Kayıt Tarihi : 31.1.2025 22:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
“Gerçek bir hikaye değil, yaşanmış gibi yazılmıştır” Anlatıcı, ekonomik ve duygusal zorluklarla boğuşurken, intihar etmeyi dahi düşündüğü bir noktaya gelir. Ancak hayat ona sürpriz bir şekilde dokunur: beklenmedik bir kazadan sonra, kazaya sebep olan kişi ona yardım eder, hayatını kurtarır ve ona yeni bir fırsat sunar. Bu olay, anlatıcıya hayatın değerini, umudun önemini ve kendi gücünü fark ettirir. Kısaca, şiir karanlık ve çaresizlik içinde sıkışmış bir ruhun, beklenmedik bir şekilde hayatın güzelliklerini ve umutları fark etmesine dönüşen bir deneyimini tasvir ediyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!