Bir İntihar Akşamı Üstüne Söylenti Şiiri ...

Turgut Uyar
4 Ağustos 1927 - 22 Ağustos 1985
61

ŞİİR


965

TAKİPÇİ

Kısacık yoğun bir akşam
herkesin yüzünün bir anıya karıştığı
yoğun bir akşam
bana bir memur gibi davrandılar hastanelerde
ve bir intihar üstüne söylenti
bütün kıyıları dolaştı durdu
kısacık bir akşam

Tamamını Oku
  • Orhan Balkarlı
    Orhan Balkarlı 01.01.2012 - 22:33

    Kuvvetle muhtemel şiirin başlığı, geçmişte şairin şahit olduğu, ya da duyduğu, bir intihar vakası ile ilgilidir diye düşünüyorum.

    Şiire değişiklik orjinallik katan şey, şair bu tanık olduğu ya da duyduğu müessif olay üzerine, kendi şahsi düşüncelerinden hislerinden çok çevrenin duyumsamasını şiirleştirmiş.

    Şiir bir zincirin baklaları gibi ve ‘’kısacık yoğun bir akşam ‘’ ifadesi şairin parça parça anlamlar ifade eden çoğu edilgen çatılı cümlelerden kurulu söz öbeklerini birbirine bağlayan bir köprü işlevi görüyor.

    Şiir sembolik bir şiir ve bütün şiirsellik bu söz etrafında dönüyor.

    Turgut Uyar’ın bu anlamda Geyikli Gece şiiri de çok dikkat çekici bir başka sembolik şiiridir.
    Sözcük tekrarı diye bir şey yok. Varsa da bazı okurların kast ettiği akşam, bir vs. sözcükleri tek başına ve ayrı ayrı tekrar edilmiyor. Kısacık yoğun bir akşam sıfat tamlamasının tekrarı var. Rastgele değil disipline edilmiş bir tekrar bu. Şiire şiirsellik katan bu sembolün tekrarıdır.

    Her sözcükten ya da her dizeden bir anlam çıkarma çabası boşuna.Şair bir bütün olarak bir intihar vakası ve buna bağlı olarak çevrede gördüğü insani olan duyumsama ve algıları kendi algısını birleştirip şiirleştirmiş diye düşündüm.

    Bizden de bu günlük bu kadar olsun saygılar

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:46

    Evet son mevzumuz arabeskti..Ben oraya geçmeden önce sevme konusuna gireceğim..sevebilmek bir yetenektir..aynı zamanda bu yetenek bir şahısta var olsa bile zamanidir..yani insanın sevebilme zamanları vardır..daha da anlaşılıra getirirsek..insanın eşref saati vardır..eşşe. saati vardır..Şiirin yayın yaptığı istasyonun frekansıyla bizim alıcımızın frekansının aynı olduğu zamanda şiirle iletişim kurabiliriz ..Bir de bazan frekansımızın aynı olup içselleştirdiğimiz bir şiiri örneğin başkasıyla paylaşmaya kalktığımızda birden bir boşluğa düşeriz..Çünkü bize kadar gelen frekans bizden başkasına cereyan geçti oynamak istediğinde frekans birden karışabilir ve ortalık parazitten geçilmez olur..Bir üstad şöyle demişti..Ahmak zihne dağınıklık verir..yani insanların ruhları bileşik kaplar gibidir..Adamın veya bizim idrak yollarımız tıkalı oldunda ( bu durum müzmin veya akut olabilir) ruhlardan ruhlara anlam sıvısı akışkanlık yapamaz..arabesk konusu da böyle..Yani şeye benziyor bu..Entel çevrelerde kime sorarsanız en sevdiği kanal science , national geographic falan filan seyrediyordur..ama tenkit ettiği kanalları hangi ara seyretmiştir bilinmez hepsi hakkında ahkam keser …Yani arabesk bir gerçekliktir..Her insanın hayatının belli bir döneminde mutlaka etkilendiğini düşünürüm ben..ayıp falan da değil yani..
    Bugün gibi hatırlıyorum..müslüm baba gençlik yıllarımda bir defasında şöyle bir kulağıma çalındı..başka hiçbir yerini hatırlamıyorum..Senin hasretin varken bu şehirde yaşanmaz..İşte orada kesildim ben..yani frekanslarımız bu dizeyle birbirine iki magdeburg küresi gibi bir yapıştı..yani her şair muhterem..eşi muhterem olan şairler daha bir muhterem..ve şair şairin külüne muhtaç..bu kısmı bilerek arabesk bir üslupla yazıyorum..Mesela şener babanın arabesk filmi müthiş tutmuştu..ben o filmi seyreden bir çok insanın içindeki ironiye aldırış etmeden arabesk bir zevk aldıklarını hatta üç defa gözü açılıp kapanan kız ve oğlana üzüldüklerini biliyorum..Ben başka topraklarda var mı bilmiyorum ama film seyrederken hıçkırma eğilimi içinde sesi titreyen ve gizlice gözlerinin yaşını silen seyircilerin ülkesinde olmaktan çok hoşnudum ..Aynı şener baba bay amerakalıyı çevirdi..batılı arabeskin ironisiydi ama ne beklenen gişeyi yaptı ne de bir rekasiyon oluştu halkta
    Yani arkadaş ortaasyadan yola çıktığımızdan bu yana arap kardeşlerimizle içice olacağız..ve etkileşim olmayacak..el insaf yahu..olamalımıydı olmamalıımıydı..istediğin kadar tartış..hatta tut tanrım beni baştan yarat , baştan yarat ellerimi diye arabesk şarkılar söyle..bu 100 seneyi geçen sürede olan olmuş zaten
    Dağıttık galiba..arabesk zaman zaman iyidir ..yani en azından bana iyi geliyor..Post arabesk veya ultra arabeske dönüşecektir ama valla evrimleşen virüsler gibi illaki hayatta kalacaktır arabesk..Timur Selçuk demişti ki..ben popüler kültüre karşın arabeskin daha emperyalist olduğunu düşünüyorum..Yani …

    Neyse…sevgiler saygılar dostlar..Bir de valla ben Turgut uyarın şiirini de şiirlerindeki mayalanmayı da çok seviyorum..sevmek suç mu arkadaş

    Ve arabesk bir frekaqnsa geçtik madem..

    bir şarkıyla bitirelim sözlerimiz

    Seviyorum işte var mı diyeceğin

    Seviyorum işte var mı diyeceğin

    sürçü lisanlarımı seveyim..sağlık ve senlikler dostlar..yüreğinizde daima otobüslerin arkasına asılan ağlayan çocuk resimleri olsun

    BİTTİ...bugünlük..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:41

    Dördüncü konumuz.Şiirde biçimselkonular.uzunluk .gereksiz kelime yoğunluğu ve lüzümsuz tekrarlar…İşte bu konu da hakkında kesin bir şey söylememize engel bana kalırsa ..Manzum eğer şiir tasnifindeyse mesneviler manzum destanlar ki çok sevdiğim Kırgızların kendisine mahsus bir ezgiyle söylediği manas destanı..Veya Süleyman Çelebinin o meşhur mevlüdu Şerifi..Şiir veya bir metnin Şiiriyeti çok kapsamlı bir konu..Akademik tasniflerde gerek şark aleminin ve sonradan batıda yaygınlaşan hayvan karakterlerini esas alarak uzun manzum fabller.. Çoğu didaktik (öğretici ve eğitici ) olan bu metinlere şiir denilmesini akademik tasnif kabul etmekle beraber benim ilgi alanım dışında diyebiliriz..Ama bir vakıa olarak tagore yi, mevlanayı , şeyh galibi bu eserlerini göre göre şair tasnifinin dışına alamayız..
    Kelime tekrarı da öyle..Bazı kalem sahipleri bunu çok güzel yapabiliyor..O kadar asırlar geçiyor ama ahali illaki o eserin içindeki büyüden vazgeçemiyor..Hani şu sakız çiğneme meselesi..her kes sakıs çiğniyor ama birisi var ki o işte tadını çıkarabiliyor..

    Ahmet haşim örneğin akşam şairidir..o kadar çok akşam ve onun emsali kelimeyi kullanır ki..
    Akşam yine akşam yine akşam..
    İşte tam burada şiir veya şarkı sözlerinde sloganlaşabilme kıymetine dair konuşmak istedim..Elbette slogan derken salt ideolojik veya reklam sloganlarını kastetmiyorum..Akılda kalıcı ve okuyucunun kolayca ezberleyebileceği ve aynı zamanda gönül telini titretebileceği kıymette olan bir edebi halden söz ediyorum..halk şiiri dörtlüklerin sonunda bu dediğim anlamda harika edebi slogan ve edebi vurgular bulmuştur ..Serbest veya bilinçaltı dediğimiz gerçeküstücü şiirde de bu tekrar eden dizeler vezinli ve kurallı şiirdeki gibi yeri belli olmasa da kullanılmıştır..attila ilhan şiiri özellikle bu tür vurgulu edebi slogan kıymetinde ve şiirin anaduygusunu kafalara kazıyacak güzellikte dizelere sahiptir..El hasıl her biçim şiir için vardır..Ama hiçbir şiir biçimi sayesinde kuvvet kazanamaz..Şiirin veya sanatın sıırı mayasındadır..mayalanmayan metin şiir olamaz..

    Devamı var

    Cevap Yaz
  • Muzaffer Akın
    Muzaffer Akın 01.01.2012 - 21:39

    Koparma amaçlı buradayım hocam :)) SU TİNİ

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:39

    Üçüncü konumuz şiirin anlaşılırlığı..Geçenlerde Baha bey şairin ve şiirin anlaşılmama hakkı olduğundan dem vurmuştu..Hatta okurun da anlamak veya anlamamak hakları var mealinde sürdürmüştü sözünü..Yanlış kaldıysa hatırımda affetsin..Şiir gerçekten içimizdeki bir anlamı ki zaten çoğu zaman buğuludur.. nesirle anlatamadığımıza inanıldığında insanlardan türeyen bir şey..aslında her şiir her zaman içinde bir ıkınma sıkınma taşır .
    Sinyal olarak kullanılan her kelimenin birleşerek tek bir kelimeye dönüşmesi sonucunda oluşan bu metnin yani şiir dediğimiz bu metnin aslında o anlatılamayının, mantık düzleminde nesnel, katı bir karşılığı olmadığını da bilir şair..Ve ancak o anlatılamayana bizi taşımak isteyen bir köprü olduğunu ve anlama ulaşmak için okuyucunun bu köprüyü , bu interface' i ,yani arayüzü geçmesi gerektiğini hatta bu çabaya mecbur olduğunu bilir şair de , okuyucu da..

    Devamı var

    Bu çabayı bazan göstermeye değer bulmayabiliriz şiiri veya bu çabayı gösterdiğimiz halde elimiz boş döndüğümüzü sanabiliriz ve hatta belki eli boş döndüğümüz sanısı hakkında haklı da olabiliriz..Ama şiir veya sanat eseri böyle bir şey işte..Her zaman bir interaktif (iki uçlu bir etkileşime) dayalı bir yapı..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:36

    Gelelim ikinci konuya..Şiir başlığı burada bir kaç okurun da altını çizdiği üzere benim de önem verdiğim bir konu..Başlık şiirden midir..Bunu bilmiyorum..Ama ben bir şiirin ruhunun başlığında olduğuna inanıyorum.Hani şimdilerde bir bilgisayar deyimi var..Bir dosyanın WİN ZİP hali diye..Öyle bir şey işte..Diyelim ki bir heykel veya portre yapılıyor ..Her yerini yaparsınız heykelin veya portrenin ama eğer gözleri tamamlanmamışsa siz onun kollarına burnuna şurasına burasına bakarak kim olduğunu söyleyemezsiniz..İllaki gözleri…Mesela biz musa heykelinin her hangi bir yerinde musa yazısı göremeyiz..Ama heykel e baktığımızda Musa kelimesini mırıldanırız..İşte başlık konusu böyle bir şey bendenizde..

    Devamı var

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:34

    Burada sık sık tartışılan bir konu bu şiir günün şiiri olur mu..Bir kaç yıl önce günün şiiri seçim komisyonunda yer aldığım için kafa yorduğum bir konu.

    Antoloji.com sitesinde gün için seçilen şiirler bir ödüllü yarışma veya üzerinde edebiyat dünyasınca ittifak kurulmuş bir jürinin şiirleri değil..Bir çok esinti ve etkinin tesiri altında seçilen ve asılan şiirler..Muallakatül seba felan değil yani..Dolayısıyla çok kafa yormuyorum kendi payıma..Velev ki diye düşünüyorum bu şiirler antoloji . com un rastgele şiirler diye bir bölümü var..elektronik atamayla yaptığı şiirler olsun..Ben bu önüme gelen metni her kim olursa olsun bir insanın nesirle anlatamadığı duyguların bir ifadesi olarak ele alıyorum..Naci dostun belirttiği üzere, nasılsa herkesin yazılacak bir şiiri vardır düsturu ile benim harekete geçmeme yeter sebep oluyorlar..Elbette zaman zaman benim de önüme gelen yemekten hoşlanmadığım oluyor ama nasip diyorum geçiyorum..Ama şunu çok iyi biliyorum ki bu görevi kim veya kimler üstlenirse üstlensin böylesi farklı alan ve disiplenlerden gelen heterojen yapılı bir okur güruhunu tek bir ortak paydanın beğenisinde toplayamaz..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 01.01.2012 - 21:28

    Son zamanlarda meşguliyetim nedeniyle yeterince zaman ayıramıyorum Günün Şiirine. Okuyucu yorumlarına dayalı öne çıkan gündem başlıklarına ilişkin paylaşım isteğimi hep yutkunarak geçiştiriyorum zaman darlığım nedeniyle.Neler bunlar…

    -Güne asılan şiir seçimi doğru mu yapılmış?
    -Şiirde ‘’Başlık’’
    -Şiirin anlaşılırlığı
    -Şiirde uzunluk ,gereksiz veya lüzumsuz kelimelerden ayıklanmamışlık ve kelime tekrarları
    -arabesk

    Bu liste daha da uzatılabilir elbet bakalım ama sadece bunlar için bile naçizane düşüncelerimin özünü verebilecek zaman ve sabrı bulabilecek miyim..En önemlisi konu dışına kayma huyumu frenleyebilecek miyim..Hayırlısı Diyelim..

    DEVAMI VAR

    Cevap Yaz
  • Muzaffer Akın
    Muzaffer Akın 01.01.2012 - 20:47

    Mikrofon siz de İspir hocam :)

    Kapsamlı bir basın toplası evla oldu gayri.

    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay 01.01.2012 - 20:42

    söz veriyorum size Kemal hocam...kelime sayma işinizi ben yapacağım bundan sonra;kimselere işimi kaptırmam:)))))

    maaşımı isterim ama!:)))))ne de olsa emekliyim...harçlarıma denk gelmiyor aylığım!..yüzdeyüz artması gerekiyor!:))))))öyle yüzde 2 falan istemem!

    saygı ve selamlarımla..

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta