Eğer bir ruh gerekse maddeye, o ruh sendedir.
Peygamber şairleri sana âşık, acizliği bendedir.
Çölleri aşan rüzgâra bak ki, kimler kapılmışlar.
Eyüp Sultanları kapında, hizmetkâr yapmışlar.
Yedi tepe, her tepesinde bir dünya gizlidir.
Senin tarihin karşısında bütün bir tarih sislidir.
İncitmez Fatihim, peygamberden vasiyetsin.
Tek bir taşına dokunan zalimi kimler affetsin.
Ayasofya bir taş yığını, ruhundan ayrı kalmış.
Gözyaşları boğaza karışsın, martılarla haykırmış.
Mabet olmaksa senin fıtratın, işte kuran karşında
Bir ordu geliyor ki Peygamber mucizesi, başında.
Zincirlenen boğaz mı yoksa inleyen talihin mi?
Tepeleri aşan gemiler yoksa sevdalın, Fatihin mi?
Narin bir ruhsun biliriz, fakat beyaz duvağın açılmalı.
Yiğitler kapında bekler, bir tarih önümüze saçılmalı.
Teker teker girerler, utanır önde giden padişahım.
Bu kutlu komutanı sen güldür, sen güldür Allahım.
Bir sefil âlem ki bir dirhem olsa da merhamet bekler.
Merhamet rahmette gizli, işte bağrına saplandı melekler.
Sen geldin ya ey kutsalım bilki bir âlem kapılır girdabına.
Gerekirse zehir katarız batılın kan kokulu şarabına.
Hediyeler sunmak istesek yunusun ruhu ile geliriz.
Mevlana ölçüsünü kendimize eşsiz bir ölçü biliriz.
Ne muazzam idare ki emri altında ki mahlûkat bile şen.
Bu bulunmaz ölçüdür bizde medeniyete dönüşen.
Ne renk, ne ırk, ne de dilleredir itimadımız.
Merhamet dolu iklimlere koşar kıratımız.
İşte o iklim sensin, çünkü bu âleme nişan sensin.
Ey koca İstanbul, gariplerle ağlaşan sensin.
Bir aynasın dünyaya, kim baksa bulur kendini.
Anlarsa, nazarında anlar bu mukaddes dini
İstanbul seni mısralara dökmek mi? Bu benim haddim değil.
Ey kupkuru tarih, bu hakikat karşısında durma, sen de eğil.
Kayıt Tarihi : 9.4.2010 13:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!