Bir’in Sonsuz Aynası İnsan- Kavl-i Garib ...

Engin Demirci
982

ŞİİR


61

TAKİPÇİ

Bir’in Sonsuz Aynası İnsan- Kavl-i Garib Çoban

Bir’in Sonsuz Aynası İnsan - Kavl-i Garib Çoban

İsteğim sana kavuşmak, bu dünyayı gördük aldandık.
Bunun için mi, aradın ağır bir yürekle okuyun, gözlerinizden yaşlar akarak okuyun beni.
Her paragraftaki yazıyı okumaktan ve hayranlıkla izlemekten kendimi alamıyorum.
Ve okudukça tekrar tekrar okuyup, böyle yazmanın nasıl mümkün olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Ey aşk, sen viranede gömülü bir hazinesin.
Bense hikmete susamış bir avareyim.
Acaba mutluluk nedir?..
Huzuru istemeyerek sessizce hayal kırıklığına uğruyor.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Teheccüt vaktine dön, benim için kendine dokun.
İşte bunu bilen yok.
Mutluluk; geçmişi unutmak.
Bulunulan durumu hoş görmek, geleceği düşünmemekle mümkündür.
Gönül, kendiniz olabildiğinizi hissettiğiniz yerdir.
Kendinizi rahat hissettiğiniz yer.
Rol yapmak zorunda olmadığın, olduğun gibi kendini gösterdiğin yer.
Bir nefes uzakta.
İnsanın sokakları konuşuyor.
Unutulmaktan daha kötü bir şey var mıdır?..
Biz onları okuduk.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Teheccüt vakti daha azını hak etmiyorsun.
Şems vakti sizinle özel olarak da ilgilensin, sizinle güzel konuşsun, sizi dinlesin.
Bunlara inanın çünkü ben uydurdum.
Hayal ettiğimiz şey kendimizi yazmaya adamasak bile, hatta hiç yazmasak bile.
Gerçeklik alanına girer, hakikatin değil, gerçeğin alanına.
Kör Ayçiçekleri hakkında ne söylediğini öğrenmek için geldim.
Hemen okudum ve şaşkınlığa uğradım.
Hiç beklenmedik bir mücevheri keşfetmenin verdiği o tuhaf heyecan.
Dün / bugün.
Her iki günde de iki fırtına arasında yürüyor.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Sonunu bilmek zordu.
Sevgili gibi bağlı, çünkü başlangıç, başlık, sondur.
Başlıktan önce tahmin edilen anlaşılmazlık.
Bu ölümünden sonra yayınlanan kitap ne kadar kıymetli, kırılganlık ve geçicilik hakkında.
Sonlar hakkında yazmaktan zevk almak veya yazarken zevk almak açısından nasıl bir etkileşim içinde olduğu.
Ve sonunda, ikisi de kırılganlığı üzerine konuşmasıyla birlikte beni.
Son cümleye götürdü, aşkın aynı şeyi söylediğini hatırladım.
Okumak, geriye doğru ölümsüzlüktür.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Bizzat tanıyan birinin anlattığı yürek burkan bir hikaye.
Bu hikayeyi benzersiz kılan şey, her tanıklık, ham gerçekle titreşiyor.
İki çeşit sessizlik vardır...
Hiçbir şey hissetmediği için susanları ve her şeyi hissettiği için hiçbir şey söylemeyenleri.
Gerçek dostluğun sınır tanımadığı ve ölümün bile ötesine geçtiği.
Aşırı durumlarda sakin kalmanın yaşamakla ölmek arasındaki farkı yarattığı, yıkıcı bir son gibi görünen şeyin, sıra dışı bir şeyin başlangıcı olabileceğini söyler.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Ve belki de en şok edici olanı, teheccüt vakti duada olup kurtulanlar kendiyle mücadele ederken.
Şems vakti yorulmak bilmeyen gönüller tüm umutlarına rağmen aramaya devam ettiler.
Herkes pes etmişken pes etmeyi reddettiler.
Bu sadece fiziksel bir hayatta kalma hikayesi değil.
Merdümgirizler kendilerine müstakil ve her tesirden azade bir muhit oluşturmak isterler. 
Aynı zamanda insan ruhunun kırılmaz gücünün bir kanıtıdır.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Şafağın fısıltısı ve rüzgarın öfkesidir sevgi.
Yanaklardaki sıcaklık, gözlerdeki parlaklık.
Hiç dinmeyen kahkaha, göğüsteki kıvılcım.
Teninizi kucaklayan güneşin okşamasıdır.
Bizi hareket ettiren, titreştiren sevginin nabızı.
Her şeyden korkmayı bırakmaktır.
Sanırım ben her zaman olmadığım yerde mutlu olacağım.
Karşılıksız severek kucaklayıp orda kalmaktır.
Binlerce neden tek bir nedende birleşmiş.
Dünyanın kaybolduğu bir bizde.
Aşktır bu, geldiğinde her şeyi değiştirir.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Hiçlikten daha büyük bir kırılganlık olabilir mi, ağzına kadar dolu.
Ve kendini ölümle boşaltan bir dünyada?…
Karşılıksız sevgi bilinci Bir’in aynasına uçurur.
Ne odur, ne budur, ne şudur!..
Kaderin bizi birleştirdiği yerde görüşürüz.
Görüşürüz, bakışlarının yolda kaybolduğu yerde.
Orada, yeryüzüyle düşler arasında.
Hayatın zevki ölüm sayesindedir.
Eğer ölüm olmazsa, hayatın hiçbir kıymeti olmazdı.
İnsan kimdir?.. ve gerçeklik ne kadar güvenilir?..
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Sen bu evrenin insanı değilsin.
Galiba insanlardan kaçan biri olmuştum.
Sakın âlem büyük bir tımarhane olmasın.
Ben hep'im yahut hiç'im, ben hiç'im yahut hep.
Kendimizi tatlı tatlı kandırarak hayata bir anlam katıyoruz.
Bak, iki göz bir görüyor!..
O kadar çok sorunla uğraşıyorum ki yoruldum.
Bir müşkülü çözmek için acele etmeden önce.
Kaynağını yakından inceleyin.
Karanlıkta bir odayı, üstünkörü toparlamaya çalışmayın.
Şimdi'nin tâze ışığı düşsün teheccüt vakti nurlansın bir hele şems vakti.
Sevgilinin hali sizi çepeçevre kuşatıverir.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Havalandıralım dertlerimizi yaza yaza.
Bu durum gerçek bir sorun mu yoksa koşullanmış zihnin bir yorumu mu?..
Zihin, kendi gelecek planına, hesabındaki final sahnesine uymadığı için 'istenmeyen' olarak gördüğü şeylerle alışkanlık olarak tepkisel bir rahatsızlık mı yaratıyor?..
Zorluklarımızın çoğu, eğer onlarla eğlenmeyi.
İlgiyle sulamayı bırakırsak.
Kendiliğinden çözülecektir.
Bunun için hayatı bilinmeyenden.
Güvenlik ağı olmadan, ümit olmadan, geçmiş olmadan ve gelecek olmadan.
Karşılayacak kadar cesur olun.
Kurtuluş umudu olmadan.
Zihninizde herhangi bir şeyden kaçmadan ya da hiçbir şeye doğru koşmadan.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Ya mevcûdiyetin açık alanına düşmek zorunda kalırsınız.
Ya zorunda kalmadan, seve seve öyle olur.
Bırak veya sürüklen.
Ne olsa akıştasın ama ikinin biri.
İkisi de bir vesselâm
Hakikat, belki de hepsinin buluştuğu o sessiz armonidedir.
Zamanın ötesinde bir hayalin peşindedir.
Aşk bilincin yaşlanmayı reddettiği bir boyuttur.
Akıl ve idrak şöyle dursun, her türlü histen bile uzak gibiydim.
O zaman ölümden korkmamıza gerek yok mu?..
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Yaşayana dönenin korkusu olmaz canım.
Ölümden ne korkarsın, korkma ebedi varsın.
Çünküm işe yararsın, korku fesat davadır der gönül dostu.
Hem bu nefes hem özgürlük marşımız ne diyor.
Korkma!..
Çünkü korku bizi ölümden uzak tutmaz.
Korku bizi ancak hayattan uzak tutar.
Oysa varlığın sevinci varken ölüm korkusuna yer yoktur.
Aslında çoğu insan ölümden değil, yaşamaktan.
Hayır hayır yaşayamadan öyle kalmaktan.
Ölümün olmadığı, bu dönen filmin hiç bitmeyeceği gerçeğinden korkar da bunun farkında değildir.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

İşi bilenler için asıl soru, bırakıp bırakamayacağınız yani ölümden korkup korkmadığınız değil.
Kalmaya hazır olup olmadığınızdır.
Bir ömür sahte kimliğe benim dedin.
Maskelerle dolaştın.
Ama kesinlikle olduğun şey olmaya kendin olmaya hazır mısın?..
Çünkü olduğun şey gelmez ve gitmez.
Ehline helaldir aşk, buna hazır mısınız?..
Sonu olmadığı gerçeğiyle başa çıkabilir misiniz?..
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Her muhterem geçicinin ölümün tadına bakacağını öğrendim dedi.
Yüzünden gülmesi eksik olmayan biri.
Ama yaşamın tadına varan yalnızca biri.
Tekrar tekrar sana geri dönüyorum teheccüt vakti.
Asla yerine getirilmeyen vaade, telaffuz edilmeyen vedaya.
Çoktan unutulmuş olan hatıraya, yazacak bir şey arıyorum.
Çünkü sessizlik çok fazla gürültüye sebep olur.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Anne sevgisi çok kıymetli, yeri doldurulamaz bir varlıktır.
Bunu tatma şansına sahip olmak, hayatın ilk saatlerinden itibaren muazzam bir hazineye kavuşmak demektir.
Ve bundan mahrum kalmak, talihsizlik veya yokluk nedeniyle, doldurulması zor, muazzam bir boşluk yaratabilir.
Kimileri hayatları boyunca bir cevap ararken.
Kimileri de görünmeyen derin çatlaklarla yollarına devam ederler.
İnsanın tek marifeti, bir şey bilmediğini itiraf ve kabul etmesidir.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Belki de bu yüzden pek çok kalp, başlangıçtaki eksikliği giderecek başka bir sevginin geleceğine inanarak dolaşır durur.
Okumalısınız, kelimelerinin sarhoşu olmalısınız.
Baştan çıkarılmanıza izin vermelisiniz.
Öfkelenmelisiniz, mücadele etmelisiniz ve karşılıksız sevmelisiniz.
Her zaman, dua tadında sonsuza kadar.
Ama bir yoldaşın sevgisi, ne kadar samimi ve derin olursa olsun, çocukluk yarasını iyileştiremez.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Başka bir aşk, başka bir tabiatta.
Yerini almaz, eşlik eder.
Bir şey değişmez!..
İyi günde ve kötü günde, sizin için önemli olan kişiler tarafından sevilmek güzel bir duygudur.
Koşulsuz sevmeyi bilmelisiniz, kişinin iç ışığını.
Ve önyargıları, korkuları, geçmişin yaralarını bırakıp.
Hayatımızda daha önce bildiğimiz her şeyden daha güzel bir şeyi yeniden inşa etmeyi bilmelisiniz.
Evet, sevmiş, fakat ümitsiz, sessiz sedasız sevmiş.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Demek istediğim, yaşamaya değer gönül g/özleri vardı.
Bir kabir başında dua ederken hakkımı aldı.
Ve o zamandan beri nereye gideceğimi bilemedim.
Kendinizi koşulsuz sevmeyi bilmelisiniz.
Kötülük düşüncenin boşluğunda doğar.
Diğerini de aynı şekilde sevmelisiniz.
Çünkü içten içe en iyisini, kalbimize dokunabilen tek ve biricik kişiyle mutlak mutluluğu hak ettiğimizi biliyoruz.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.

Beni nasıl seveceğini biliyorsun.
Mesele teheccüt vakti o dudaklardan ne dökülecek.
Şems vakti öpmek için dudak değil, candan gelen ah gerek.
Seni zamanın ötesinde seviyorum.
Seni zamanın sonuna kadar seveceğim.
Ve zaman bittiğinde, seni sevmiş olacağım.
Ve o sevginin hiçbiri, daha önce olan hiçbir şey gibi, asla silinemez.
Aşk'ın önünde diz çöktü.
Sen herkesin olduğu gibi benim de efendim ve velinimetimsin.
Teheccüt vakti tüm kalbim ateşle dolu, tek bir aşk sözü uğruna bu.
Aczimi ilân ederek, işte secde ediyorum sana, dedi.
Kırılmış birisi çok güzel susar, her şeyine hasret kalırsın, olmak için ilk önce olmamak gerekir.
(Y.ed - Güzide Mektuplar Albümü)

Engin Demirci
Kayıt Tarihi : 17.6.2025 13:39:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Dışı melek içi şeytan olmayı, nasıl da beceriyor insan!.. William Shakespeare

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!