Kış gibiydin
kanımı dondurarak işliyordun her bir hücreme -
yarımı ısıtıyordun, o ılık nefesindeki kayboluşluklarınla...
Yüzüme dokundun sanki;
yanındaki o sahipsiz sandalyeyi göstererek ince bir tebessümle çagırdın yanına beni
ne bir adın vardı o gece nede masken
Biliyorduk oysa -
Tek gecelik bir acımasızlıktı bu, iyi kalplilikliği oynamaktı birbirimize
Tek gecelik bir varolma savaşıydı tenlerimizin dokusuna, durmaksızın arkamızda can çekişen hayatı umursamadan en riskli rolümüzü oynuyorduk o gece hayata karşı
Ve ilk kez kendimi sunar gibi bir ziyafete - Anlamlar yüklemeye çalışıyordun sen parmaklarınla kasıklarım arasında, kendime sonsuzluğu adıyordun sen...
Tanıdık yalnızlıkları arındırdık öncesi tenden
kepenklerimizi tamamen indirerek geceye - ruhumuzdaki yabancıları bir tenefüs ziline hapsedercesine iz bırakıyorduk tarihe, unutulmamacasına...
Eski bir saati harpalarcasına seviştik seninle
kibar birer aylaktık senle o gece - daha dogrusu tutunmak istedigimiz birer melancholy dogs...
Sessizce çekip gidiyorsun şimdi sabaha
sessiz ve kimliksiz
bogazımdaki dügümlenmelere tanık olmalıydın sen oysa
kendi anlamlarını üzerime sindirip çekip gittingin bu sabahın tekrarında
Anlıyordum;
Yaşadıgım tüm kadınların o soguk nefesini hissediyordum -
ılık bir gülümseme sonrası battaniye altındaki o titrek çıuplaklıgıma sarılırcasına acıtıyordum kendimi yeniden - (gizlice) ...
25-01-2010
Gökhan Barış PekşenKayıt Tarihi : 23.11.2014 02:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!