Bir İlyada Rapsodisi Şiiri - Murat Farz

Murat Farz
20

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Bir İlyada Rapsodisi

İki gönül beraberse, seyran olur samanlık ve yemyeşil orman.
Korkar aşıklar Zeus'dan, yürürlerken sahiller boyunca Assos'dan.
Tanrıçalardan birisi; kızdı, köpürdü düğüne çağrılmayınca.
Armağandı en güzele; tatlı, büyük, sulu, altınla kaplı elma.

Üç güzelin hangisi o; Hera mı, Athena mı, yoksa Afrodit mi?
İda Dağı'nın çobanı; Truva Kralının oğlu, yakışıklı prensi!
Söylesene bize Paris, Helen mi aklının köşesindeki senin?
Değil misin hiç farkında, yurduna getireceğin o felaketin?

Beş köşeli parlak yıldız; aydınlatır kara, kapkara geceleri.
Dolunayın saklandığı, ılık meltemin kulaklara üflendiği...
Zeytin ağacı, yüz yıllık, atalarından dinlemişti efsaneyi.
Kendisi de anlatacak, tohumundaki fidana bu teraneyi.

Sekiz kollu ahtapotlar; Ege'nin en dibindeki melun şeytanlar...
Depremlerin devirdiği; sütunlar, heykeller, taş temelli yapılar...
Sessiz, suskun yatıyorlar; ölümsüz tanrılara meydan okuyorlar.
Günün birinde uyanıp, tekrar hayata katılmayı bekliyorlar.

On üç kişi bir masada; yüzlerce yıl sonra başka bir macerada.
Eski tanrılar gömülmüş; silinmiş yeryüzünden tanrıçaları da.
Vazgeçilmiş, unutulmuş, Hermes ile Ares. Terk edilmiş Apollon.
Şimdi artık tek tanrı var! Destan sayfalarından bakıyor Poseydon.

Yirmi bir asır geçmekte, insanlar hala konuşmakta o yemeği.
Ümitsizce aramakta, hala kanıtlanmamış o kutsal kaseyi.
Anadolu, Milet, Efes; saklıyor hayatın eski gizemlerini.
Uzay-zamanda antik çağ; bükülüyor, yontuyor tarihin şeklini.

(Temmuz 2017, Bodrum)

Murat Farz
Kayıt Tarihi : 8.7.2017 18:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Murat Farz