Bir ilahi nefes gerek nefesimize, zira duyulmuyor feryadımız.
Gökten ateşler yağıyor, yangınlarla uyanıyor evladımız.
Umudumuz intihar ediyor, gözyaşlarımız sahipsiz kaldı.
Şu müsvette alimlere bak ki, müslümanlar hatipsiz kaldı.
Şer gemisinden hakka el sallayan be biçare ümmet.
Cehenneme gider bu gemi bir an önce inmesen şayet.
Kendinden geçmeni anlarımda, nasıl geçtin evladından.
Sonra almadın mı tek bir haz o müstesna ecdadından.
Yansın her dem Afganistan, Irak, Filistin, Arakan, Çeçenistan
Ey bataklık deyip kaçan namert, yanana bir su uzatmaz mı insan.
Bu şehirler Mekke değil belki, lakin gönüller aynı hicran ile dolu.
Diri diri gömülmez belki, diri diri yakılır Rahmanın müslüman kulu.
Gel efendim, bir gece serinliğinde, gel gör ne olur halimizi.
Söndür artık münafıkların yaktığı, sönmek bilmeyen hanemizi.
Münafık sinelerden çektiğimizi kafirlerden bile çekmedik hey hat.
Sığmadık kabirlere, onlarca beden tek bir kabirde ve kat kat.
Fatih'den bir esinti ulaşmaz mı, şu viran olmuş bağımıza.
Turi Sinadan yayılan nur, merhamet eylemez mi bahtımıza.
Muhakkak ki bizdendir bize bu gün dokunan tüm felaketler.
Muhammed Mustafa aşkına, ümmet senden merhamet bekler.
Gönül tahtım, cihan yıkıldı, ümmet yıkıldı, sende yıkıl.
Ufacık elleri kanlara bulanan bebeğin feryadını duy artık.
Bizarım ey rahmanı rahim, göçtü bizden merhamet ve akıl.
Gönlümüze merhameti, aklımıza mantığı koy artık.
Kayıt Tarihi : 21.7.2014 15:53:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!